SON DAKİKA
SON DAKİKA


Tünel mi viyadük mü?
21.11.2020

“Kırk katır mı, yoksa kırt satır mı istersin?” babından soruyu; “Tünel mi, yoksa viyadük mü olsun?” diyerek cevaplandırmak mümkün değil!.

Çünkü viyadük ile tünel aynı şey değil.

Olmadığını, olamayacağını da anlamak için her yolun oraya çıktığı Trabzon Meydan’ındaki viyadüğe bakın, ondan sonra da aynı yolun yerin altından tünel ile geçtiği zamanki görüntüyü hayal edin.

Ondan sonra da Çömlekçi’den çıkması tasarlanan üçüncü tünel için değerlendirmede bulunun…

 

MEHMET ÂKİF’TEN “RÂM” OLMAK…


Asım Kemal’in dünkü “Bu millet köle değil” başlıklı yazısında istemeyerek de olsa adam yerine koyduğu meczubun, “ram olma” diyerek yaptığı pespâye kullanımına insan babından söylenecek söz yok!

Ama Mehmet Akif Ersoy’un, Safahat’ın Gölgeler kısmında; “Dalâle düşmüşlerden başka kim, Allah’ın rahmetinden ümidini keser” (Hicr-56) ayetini hatırlattıktan sonra yazdığı muhteşem dizelerin son iki satırı var:

“Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete râm ol…

Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol.”

 

ELEŞTİRİYE TAHAMMÜL, DEMİREL’DEN…


Ne sağdan ne soldan! Kelimenin tam anlamıyla mesleğin ortasından yarım asrı aşıp, 60 yıla yaklaşan bir süreyi muhabir-yazar olarak icra eylemeyi sürdürüyor Yavuz Donat…

İlk baskısı geçen yıl olan ve meslektaşı Şebnem Bursalı ile yaptığı karşılıklı söyleşilerin yer aldığı “OFF THE RECORD” adlı kitabın 157’nci sayfasındaki “KUYRUKLU İFTİRA”  başlıklı bölümü, “o günlerdekiler, bugünküler” mukayesesi yaparak paylaşayım istedim.

*

“Süleyman Demirel’in gazetecilerle ilişkileri nasıldı?” sorusuna Sayın Donat’ın verdiği cevap:

“Eleştiriye tahammüllüydü.”

“Kızdığı olmaz mıydı?” sorusunun cevabı ise; “Olurdu elbette. Ama mahkemeye vermezdi.”

Hiç mi?

“Bir olayda mahkemeye gitti.”

Hangi olaydı?

“Çok çirkin. Yüz karası. Kötü bir iftira. Nazmiye Demirel’e çamur atıldı. İffeti ile oynandı. Başbakan Demirel de mahkemeye başvurdu.”

O kadar.

O ki Yavuz Donat’tan söz eyledik, Trabzon’a bir gelişinde birlikte otururken “Trabzonspor’u ziyaret edeceğim” dedi ve gözü taktığım bordo-mavi kravata gitti. “Böyle bir kravatla gitmek iyi bir jest olur” dedi.

Ben de çıkarıp kendisine verdim.

Bu durumda kendisi de kravatını çıkarıp bana vererek karşı jest yaptı.

Ama O’nun kravatı Versace markalı, yani çok pahalı idi. Benimki sıradan bir kravat!

Bendeki hâlâ duruyor!

 

VA MI BAŞKA İZAH TARZI?


Başkanlık sisteminin anayasası tamam da, yasası hâlâ ortalarda yok!

Hukukta reformlardan söz edildiği bir süreçte sistemin anayasasının içi hâlâ bomboş!

Daha doğrusu kuralları, kaideleri bile yok.

Peki; olmayan kuralların yeri ne olacak?

Birileri tarafından doldurulacak.

Rahmetli Süleyman Demirel’in söylemi ile; “Va mı başka izah tarzı?”

 

 

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap