Mütemadiyen; “Nereden
baktığına bağlı” diyerek, şu sıralar da Libya’dan dem vuruyoruz yaa!
Söz konusu Libya olunca, o kadar farklı yerlerden
bakılacak, öylesine karışık hesaplar yapılabilecek sıkıntı daha kapımıza geldi
dayandı, ya da dayandırıldı ki! Tıpkı Suriye’de olduğu gibi Fizan’ı da bulunan
Libya’da da sukutuhayale uğrarsak şaşmayalım.
Libya’ya; “Nereden
bakmalıyım?” diye kendi kendime de sormadım
değil!
Sorunca da hafızama, 1923 yılında Sürmene’de dünyaya
gelen, 2013’de İstanbul’da ahirete intikal eden spor adamı, gazeteci-spor
yazarı oğlu Doğan Koloğlu’ndan dinlediğim, bu sütunlara da geçmişte misafir
eylediğim, “Babam Arap Kaymakam” anıları
gelmiyor değil.
1981-84 yılları arasında Genel Başkanlığı’nı da
yaptığı Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin Antalya buluşmalarından birinde; “Gel hemşerim” diyerek Libya doğumlu
olan babası Sadullah Koloğlu’nun, 1922-1928 yılları arasında sırasıyla Maçka,
Of ve Sürmene kaymakamlığı yaptığı (1929-1931 tekrar Of) çocukluk yıllarını benimle paylaşan Doğan
Koloğlu ağabeyimiz, babasına “Arap
Kaymakam” lakabının da Trabzon’da takıldığını söylemişti.
Cumhuriyetin ilanından hemen sonra ki yıllara tekabül eden
kaymakamlıkları sırasında neler yaptığını bir dinleseydiniz yok mu?
Dinleyemeyenler ya da yazdıklarımızdan okuyamayanlar
için diğer oğlu Orhan Koloğlu anılarını kendi ağzından “Arap Kaymakam” adlı Aykırı Yayınları’ndan kitap haline getirdi.
Bunu da hatırlatalım.
-95 yıl önce demiryolu yapılıyor idi…
O günden bugünlere mesaj gönderen anılarından biri de,
neredeyse 40 yıldır gündemimizden düşmeyen, ya da düşürülmeyen (ama hiçbir şey de yapılmayan) demiryolu
ile ilgili.
Arap Kaymakam; Sürmene’ye hükümet konağı yapmak için taş
ve diğer malzemeleri bulduklarını, ancak demir temin edemediklerini belirterek,
“Rusların Trabzon’dan İç Anadolu’ya
demiryolu yapmak için Trabzon limanına yığdıkları ve işgal bittikten sonra
yapılan anlaşmaya göre kendilerine iade edilecek demirlerin depolandığı yerde
bulabileceğimizi öğrendik” diyerek, onları nasıl aldıklarını, ilginç
tespitler anlatıyor.
Bu noktada hatırlatmak gerekiyor ki; Rusların 95 yıl
önce, Trabzon’u Erzincan’a bağlamak için kuracakları demiryolu için rayları
bile getirmiştiler. Ama bugün, yani son 40 yıldır devlet-i aliye adına vazife
üstlenenler ile sivil toplumcular daha proje yapmadan gayde çalıyorlar!
Onlar demiryolu raylarını değil de, zamanımızı çalmaya
devam etsinler, biz bilmeyenler için birkaç satırla; “Sürmeneli Arap Kaymakam-Libya’ya Türk Başbakan” hikâyesine
dönelim.
Kaymakamlıkların ardından Hakkâri ve Bitlis
Valilikleri yapıp, sonra emekliye ayrılan Sadullah Koloğlu, Libya’nın
bağımsızlığını kazanması ve devleti de yönetecek kişi bulamaması üzerine, bu
ülkede bulunduğu sırada gelen talep ve Türk hükümetinin de onay ve
görevlendirmesi ile 1949-1952 yıllara arasında Başbakan oldu. Vefatı da doğduğu
yer olan Bingazi’de oldu. Mezarı da daha sonra dümdüz edildi!
Sadullah Koloğlu’nun Türkiye için Arap Kaymakamlık ve
valilik yılları ne kadar meşakkatli ise, Libya’daki başbakanlık icraatları ve
ülkenin o günden bugüne yansıyan benzerlikleri, istisnaları gerçekten çok
ilginç.
Anlayarak okumasını bilen ve kavramayı da becerip,
muhakeme ve mukayese yapabilenler için sahih bir eser.