İyi de bu iş nasıl oluyor?
Ya da nasıl yapılıyor?
Hem de, “Meşhur Trabzon Tereyağı” yaftası da yapıştırılarak!
Süt veren inek sayısı azalıyor. Yetmedi kış mevsimi
nedeniyle inekler daha az süt veriyor. Ama, tezgahlara bakıyorsunuz yığın üzerine
yığılmış ve de üstüne de “Meşhurrrr” diye de yazılmış tereyağı!
Allah’tan gerçek, yani tarihten gelen ve coğrafi işaret
almış adını, yani Tonya Tereyağı yazılmamış!
Aslında hayret edecek bir şey yok! Bu garabet 15 yıl önce de
vardı, 25 yıl öncede!
Biz de o yıllarda “Fol Deresi süt aksa, bu kadar tereyağı
olmaz” diye başlık atıp, vahameti irdelemiş, katkı maddeleri ile nasıl “bol
tereyağı” imal edildiğini anlatmıştık. Anlayacağınız, anlatmak istediğimiz
o dur ki, “Aynı hamam, aynı tas” hesabı ile o günden
bugüne değişen pek bir şey yok!
Bakanlığın son tespiti ile “taklit mi” dersiniz, “tahşiş
mi?”
Onu bilemem!
Ama yedirilen bu yağlar tereyağı da
olabilir. Ancaaak; “Meşhurrr Trabzon Tereyağı” olmaz.
Tonya Tereyağı ise zinhar olamaz!
Olduranlar utansın!
*
Haa bir de, “5 dakikada tavşan kanı çay” olduranlar, yani
demleyenler vardı değil mi?
Hem de dünyanın en katkısız ve ilaçsızı olan Türk çayında sahtecilik
yapmadıkları için demlemek için en az 18 dakika bekleyenlere rağmen!
Aslında, 5 dakikada demleyenler haklı!
Zaman çok değerli! Şunun şurasında bir bardak çay için 20-25
dakika beklenir mi?
Ez cümle; Fol deresinden “Meşhur tereyağı” imal etmek ile
çay çöpünden glikoz, karbonat ve boya ile “5dakika” çay demlemenin hiç bir
farkı yok.
Ne diyelim?
Demleyenler utansın!
Böyle tereyağını yiyenler ile bu çaydan içenlerde
akıllansın!
Devlet-i Aliye dekiler de ara sıra değil, kontrolleri her
zaman yapsın.