Hadise göre; “Haksızlık karşısında susmak dilsiz şeytanlık”
ise etraftaki şeytan sayısının çokluğunu tahayyül dahi edemiyorum!
Nasıl gözümün önüne getireyim ki?
Hemen hemen herkes haklılığa-haksızlığa tamamen kendi
siyasi, sosyal ve ekonomik çıkarlarının penceresinden bakıp da, tarifi de
“körün fili tuttuğu yere göre” misali yapıyor ise şeytanla işbirliği içinde
olan ahali saymakla bitmez ki!
Hele hele, şeytanın büyük günahları işleyeceği zaman onu
kutsal bir hüviyete büründürerek işine başladığını unutup da çıkarlar için
kapıdan içeri girmesine sessiz kalınır ise yok mu?
Sakın ola ki, şeytandan beklenilen verim alındıktan sonra
onun sessizce çekip gitmesi beklenmesin!
Ezcümle, “anlayana sivrisinek saz, anlamaya davul zurna az”
hasebi ile kıssadan hisse:
Adam rüyasında şeytanı görüp sakalına yapışmış ve yüzüne bir
tokat atarak haykırmış:
-"Bre mel'un, işin gücün bizi baştan çıkarmak iken,
tutar bir de sakal bırakırsın haa! Al sana bir tokat daha!" diye
kulaçlanınca, uyanmış ki bir de ne görsün, çekiştirdiği kendi sakalı değil mi?
Son temenni: Şeytanlık, hele hele “pire için yorgan yakacak”
kadar çıkar hesabına şeytanlık yapma bir kenara konulmalı.
SABIR VE SEBAT!
Sabır ve sebat insan işidir! Ama gelin görün ki, öyle bir
devr-i zaman geldi ki, hayvanlar sabır, insanlar ise acele eder hale geldiler!
Onun içindir ki, zaman zaman “Allah’ın yarattıkları yer mi
değiştirdi?” diye sorar, kıyas eder dururum!
Gerçek manada kazanmak için sabreylemek gerekir.
“Ne ilgisi var?” denmesi bir yana, “haksızlık eyliyorsun”
serzeniştin de bulunanlar çok olacaktır ama misali Trabzonspor üzerinden
vermek, Trabzon’da daha etkili olacaktır sanırım.
Son şampiyonluk Mehmet Ali Yılmaz’ın başkanlığı, Ahmet Suat
Özyazıcı’nın teknik direktörlüğünde 1983-84 sezonunda elde edildi.
Sonrasında Trabzonspor adına hesaplar her sezon şampiyonluk
(hem de kimseye kaptırmadan) bordo-mavili kulübün olması için yapıldı.
2010-2011’de kupası olmayanı saymaz isek, aradan tam tamına
36 sezon geçti. Oysa sabır ve sebat edilip diyelim ki 5 yılda bir şampiyonluk
hesabı yapılsa idi, 1984’den sonra en az 7 kez daha bunlara ilave yapılabilecek
idi.
Ezcümle; geçmiş geçmiştir. Takılıp kalmamak (hele hele
2010’a) lazım. Onun için de, mevcut şartlar içinde Abdullah Avcı için sabırlı
ve sebatlı olunmak gerekir. Hem de, “herkesin futbolu iyi bildiği” iddia edilen
Trabzonluların! Unutulmamalıdır ki, bilginin erdemlikleri arasında sabır ve
sebat eylemek de gelir. Kaldı ki, ortada sabır ve sebat edilmediği için heba
edilen koskoca bir 36 yıl örneği de var olduğuna göre…
NE KADAR SERVET?
Çok zengin olmak isteyenler için kıssadan hisse:
Selçuklu Sultanı avdan gelirken tarlasında çalışan bir
çitçiye rastlar.
Onu saraya getirir ve hazineye indirerek önüne bir çuval
altın atıp, hazineden taşıyabileceği
miktarda altın almasını söyler.
Çiftçi düşünür, düşünür ve bir avuç altın alır.
Sultan ona niçin çuvalla değil de, avuçla aldığını sorduğu
zaman çiftçi; "Sultanım bana, benim taşıyabileceğim servet değil, beni
taşıyabilecek servet lazım" der!