SON DAKİKA
SON DAKİKA


Sadrazama yakın olmak!
11.06.2021

Gündem Devlet-i Aliye’ye yakın olmanın getirdiği yarar ve zararlar söz konusu olunca, ben sorayım “geçmişten bugüne”, siz söyleyin “akşamdan sabaha” diyerek mukayese yapalım.

Ya da rahmetli Tahsin Ünal’ın “Osmanlılarda Fazilet Mücadelesi” kitabından hisse alınabilecek kıssayı paylaşalım.

Hele hele, söz konusu Osmanlı olduğunda mangalda kül bırakmayanlar var ya!  Hah işte onlar, “Osmanlıda nasıl idi, bugün nasıl?” sorusuna da cevabı bulsunlar. Daha doğrusu, devletle dolaylı veya direkt irtibatla kazanmanın, meşru ya da gayri meşru olup olmadığından önce, sadece ahlâk penceresinden bakarak hem bu dünya hem de ahret için durum değerlendirmesi yapsınlar.

*

Osmanlı Devleti’nin son sadrazamı olan Ali Rıza Paşa, göreve gelince büyük bir tüccar olan eniştesini çağırarak şöyle dedi: “Enişte, ben sadrazamlığa tayin edildim. Siz büyük bir tüccarsınız. Tabi tüccarlığınıza devam edeceksiniz. Fakat ne kadar meşru ve doğru kalırsanız kalın, halk sizin kazancınızı bizden bilecektir. Eski başarılı tüccarlığınızı hesaba katmayacaktır. Ben de bu şartlar altında otoritemi ve itimadımı kaybedeceğim. Bu itibarla ya ben sadrazamlıktan istifa edeyim, ya da siz tüccarlıktan vazgeçiniz.”

Eniştesi buna karşılık olarak; “Paşa. Siz sadrazamlıkta kalınız. Ben ticaretten vazgeçeyim. Milletin kârı ve menfaati, şahsınkinden daha üstündür. Bu itibarla benim ticareti terk etmem daha isabetli olur” dedi.

Bugün pek abes görünen bu konuşmadan sonra enişte bey ticareti terk etti. Ali Rıza Paşa’da Göztepe’deki yalısını eniştesine tapuladı.

Bu kadar değil. Dahası var!

Ali Rıza Paşa sadrazamlıktan ayrıldıktan sonra eniştesi yanına geldi ve: “Paşa artık görevden ayrıldınız. Ben de tekrar ticarete başladım. Göztepedeki yalınız tapusunu alınız” dediğinde, Paşa’nın verdiği şu cevaba bakar mısınız:

“Evet enişte. Yeniden ticarete başlamak hakkınızdır. Fakat yalının tapusunu alamam. Çünkü siz benim sadrazamlığım zamanında ticareti terk etmekle onun gibi birkaç yalı parası zarar ettiniz.”

*

1977 baskısı olarak o yıllarda üniversite öğrencisi iken boğazımızdan keserek aldığım bu kitapta yer alan kıssayı çulsuz, pulsuz ve kuruşsuz iken günümüzün sadrazamlarının yanında ve yakınında olanların katlar, yatlar, son model arabalarla keseyi nasıl doldurup karun kadar olduklarına bakmak, “o günler, bugünküler” kıyaslaması için yeter de artar bile değil mi?

 Rahmetli Tahsin Ünal da, “Zarar Ettiniz” başlığı atarak eserine aldığı bu kıssayı 44 yıl önce şu yorumla tamamlamıştı:

“Sağlam ve metin ahlâk, iyi yetişenlerde bulunur. Birkaç kuruş menfaat için karşısındakinin gönlünü ve kalbini kıranların, milletin malını götürenlerin, gönül gözleri kör, kalpleri de paslanmış demektir.”

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap