İlkinde 28 Mart 2020’de Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan damgası var idi.

Bakan Turhan, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından sorgusuz sualsiz görevinden alındı. Yerine bir başka Trabzonlu Adil Karaismailoğlu getirildi.

İkincisinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 13 Nisan 2020’de “tek yanlı bir karar” olarak tarif edilen istifa müessesini kullandı. Ama istifası, Cumhurbaşkanı nezdinde kabul görmedi.

Üçüncüsü ise en ilginç şekilde Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın sosyal medya üzerinden istifası ile vücuda geldi.

Külliyeden tek bir açıklama, yorum gelmeden istifası kabul gördü.

Sonuçta da, Cumhuriyet tarihinin ilk Cumhurbaşkanlı kabinesinde öyle veya böyle meydana gelen gidip-gelmelerin tümüne Trabzon damgası vuruldu.

Yeri gelmiş iken, Sayın Berat Albayrak’ın istifası ile sonuçlanan gelişmeler sırasında, “iki arada bir derede” kalıp da, ne diyeceğini bilemeyenlerin halleri de merak edilmiyor değil!

Ezcümle, Trabzon damgalı tüm bu olup bitenler tesadüf müdür? Ya da tesadüf değil ise tarifi ve değerlendirmeyi nasıl yapmak gerekiyor.

Ancak; “körün fili tuttuğu yere göre tarif eyleceği” şekilde değil!

BARINAKLAR HER YERDA TAMAM DA ARSİN DE NEDEN SORUN?

Gazetelerde “Kamuoyuna Duyuru”  başlığı altında duyuru olarak verilmiş açıklamada, “Sayın il Valisi, Belediye Başkanı ve Tarım İl Müdürü’ne sormak gerekir” denilerek yöneltilen ilk soruya kamuoyu nezdinde makul ve mantıklı bir cevap verilsin yeterde artar bile:

Arsin Su Ürünleri Kooperatifi imzasıyla yöneltilen o soru şöyle:

“Balıkçılık mesleğini yaşatmak ve sorunların çözümüne katkı sunmak amacıyla Karadeniz Sahil Yolu geçiş güzergahının neredeyse tamamında balıkçı barınakları yapılırken Arsin ilçesinde aynı gaye ile yapımına başlanan barınakların yıkılmasında güdülen amaç nedir?”

Aslında sözü edilen konuya her haliyle vakıfım.

Ama bekledim ki, bir araya gelinir, soruna makul ve mantıklı bir çözüm mutlaka bulunur.

Ancak olmadı. Olmaması bir yana Arsin’in girişine inşa edilen söz konusu barınak adeta bir mezbeleye de dönüşmüş durumda.

Bu durumda kamuoyu adına işini yapan, üstüne üstlük Arsinli de olan birisi olarak, sorun çözüme kavuşuncaya, yani her yerde olduğu gibi burada da balıkçı barınakları inşa edilip, hakkı olanlara verilinceye kadar konunun peşine düşmek gerekiyor. Öyle de yapacağız.

Ta ki kamuoyu duyurusunun son cümlesini oluşturan; “Yıkmak kolaydır. Sorumluluk makamında oturanların yapmak, sorunları çözmek, ilgililerin mağduriyetlerini gidermek için herhangi bir gayret ve önerileri var mıdır?” sorusu cevabını buluncaya kadar.

ABDULLAH AVCI İÇİN!

Bakın!

Öyle veya böyle!

O şekilde bu şekilde!

Ben karşıydım, sen değildin şekliyle de olsa Abdullah Avcı’ya Trabzonspor teknik direktörlüğü teslim edilmiştir.
Bu halde ve durumda, Trabzonsporluyum, dahası Trabzonluyum diyenlere bir müddet sabır ederek susmak düşer, düşmelidir.

Neden mi?

Kıssadan hisse almasını becerebilenlere:

Nasreddin Hoca tarlasında çalışırken oradan geçmekte olan birisi sormuş,

- "Bey Amca! Falan köye kaç saatte gidebilirim?"

Hoca, bu soruya “hele biraz yol al bakalım” demiş. Adam aynı soruyu üç kere tekrarlamış; ama farklı bir cevap alamayınca yoluna devam etmiş. Biraz yürüdükten sonra arkadan Hocanın,

- "Evlat, gel!" dediğini işitmiş. Adam gelince de Hoca soruyu şu şekilde cevaplandırmış:-.

- "Sen tam üç saatte oraya varırsın," demiş.

Adam sinirli bir şekilde

- "Be bey amca! Madem biliyordun, şunu baştan söylesene" deyince, Nasreddin Hoca şöyle savunmuş kendisini;

- "İyi de, ben senin nasıl yürüdüğünü nereden bilebilirim ki."