SON DAKİKA
SON DAKİKA


İdama gerek duyulur hale gelen Türkiye!
4.09.2020

 
Sayın Devlet Bahçeli’nin, özellikle ve öncelikle kadın ve çocuk cinayetleri ile ilgili son açıklamasındaki  “idam” talebine, bilâkaydüşart “hayır” demek “yok” demek asla mümkün ve de doğru değildir.

Çünkü, Allah’ın “akıl” ile donatıp, “kul” diye sayıp, iyilik ve kötülüğü ayrıt edip icra eyleme de kullanması için “irade” verip de, “insan” diye adlandırdıklarının yapısına aykırı olur.

Ancak; “ama öncesinde” diyerek, Sayın Bahçeli’nin, idam talep etmesine neden olan Türkiye’deki hal ve gidişin, yaratılan ve yaşanılan ortamın neden ve nasıl oluştuğuna bakmak da gerekmiyor mu?

Yani, Türkiye de asayiş, o hale gelmiş ki, bugün tek ve yegâne çözüm “idam” kalmış demek ki!

Gelinen safhayı, içinde bulunulan durumu, yaşanılan ortamı da zaten Dr. Devlet Bahçeli’de açıklamasında  “alarm verici nitelik de” görerek şöyle tarif ediyor:

“İnsanın kanını donduran, vicdanları kanatan, sabır ve tahammül ölçülerini berhava eden en ağır suçlara her gün şahit olunmaktadır. Gazetelerin üçüncü sayfaları, televizyon ekranları, internet siteleri, sosyal medya platformları feci ve felaket dolu haberlerle dolup, taşmaktadır. Kadına şiddetin yanı sıra çocukların güpegündüz kaçırılmaları, vahşete kurban edilmeleri, hatta cinsel istismara uğramaları maşeri vicdanı yaralarken, aynı zamanda büyük bir hüzne ve hüsrana da neden olmaktadır. Sabilerin, emzikli bebeklerin, henüz bıyığı terlememiş yavruların acımasızca katli insanım diyen herkesin kederlendirip yüreğini titretmektedir. Suçsuz günahsız çocuklarımızın gün aşırı medyaya yansıyan cinayetlerine, intihar süsü verilmiş kadın ölümlerine göz yummak, sessiz kalmak, tepkisiz durmak ne insani emanetlerle ne de inanç ve kültür müktesebatımızla asla bağdaşmayacaktır."
*
İşte gelinen noktanın, içinde bulunulan durumun ahvali budur!

Peki, Sayın Bahçeli’nin “karanlık” olarak da nitelediği böyle bir tabloya Türkiye nasıl geldi? Nasıl getirildi?

 Bunu düşünmek, sorgulamak, “nerede yanlış yapıldı, günah işlendi” diyerek hesap sormak gerekmiyor mu?

Düşünürken de, feci manzaradan kurtulmak için, toplumu bu hale getiren hal ve hareketleri kökünden ortadan kaldıracak, temeli eğitim olan insani ve ahlâki politikaların gerçek manada neden ihmal edildiğini sormak lazım değil mi?

Daha net soralım:

Sayın Devlet Bahçeli’nin işaret ettiği bataklığı kurutacak politikaları uygulamak, tedbirleri almak için devlet-i aliye de yetkili ve etkili olanlar gerekenleri tam olarak yapmadıkları için mi toplum bu hale geldi?

Bu sorulara cevap; ben diyeyim “konuya”, siz söyleyin “tabii afete” nereden baktığınıza bağlı olarak verilecektir. Ama bakılması gereken yer, ortada “İdama gerek duyduracak” kadar berbat bir tablonun olduğudur.

*

Ezcümle; bataklık yaratıp sivrisinekleri itlaf eylemeden önce, bataklığa sebep olan tedbirleri başa insani ve ahlâki değerleri koyarak, doğru dürüst almaz iseniz, ömür boyu sivrisineklerle savaş edersiniz.

KARA TREN GELMEZ’İ DİNLEYİN!

Baksanıza yine “güzergahı değişti” diye, al sana yine kavga!

Yahu, aslında “yok orası, yok burası” diye kavga eylenmesine, eylminize hiç gerek yok!

Çünkü, şu tren işi, cümle alemi oyalamaya çalışmaktan başka bir şey değil.

Onun için benim gibi eyleyin!

“Doğu Karadeniz’e tren yolu” söz konusu olduğunda aklınıza Orhan Hakalmaz’dan bir türkü dinlemek gelsin! O da; “Kara tren gecikir, belki de hiç gelmez” olsun! Çünkü ben yarım asırdır bu türküyü, pardon masalı dinliyorum.


 

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap