Epeyce
bir zaman oldu.
Biraz
yorgunluğumuzdan. Epeyce de yoğunluğumuzdan. Münhasıran da sapla samanının
karışmasından!
“Yaşamak” saydığımız “Yazmaya”, bu sütunlardaki 17 yıllık
paylaşımın ardından, ana rahmine düşmüşçesine 9 ay ara verdik.
Ve
de yeniden ben diyeyim “doğduk”, siz
söyleyin “başladık!”
Sakın
ola ki şimdi; “kaldığımız yerden”
diyerek devam edeceğimizi sanmayınız.
Sözün
uçup gittiğini, yazının ise kaldığını asla akıldan çıkarmadan, birileri gibi dün
ikrar eylediğimizi bugün yok, ya da siyah dediğimize beyaz diyerek de iş başı
yapmayacağız.
Ama
biraz daha farklı bir minval ile anlamak için daha meşakkat gerekecek bir yolda
ile cem olacağız.
17
sene hisseleri almayı becerebilenler için satır arasında kıssalara biteviye sıkıştırdığımız
için, “lâfın tamamını yazsana” diye
sitem edenlere, “sözün cümlesi salağa”
diye mesaj gönderip hepimizde var olan divaneliğine yakıştırılan deliliği
cezadan kurtarıyordum ya!
Şimdi
satırları daha da sıkıştıracağız, azaltacağız!
Çünkü
hem zamanımız az, hem de yerimiz dar.
Onun
için Mark Twain’in dediği gibi olmaya gayret göstereceğiz:
“Doğru anda doğru
kelimeyi kullanmak eşine az rastlanır bir başarıdır. Bir sayfaya yayılmış
dağınık düşüncelerin ışığını tek bir cümleyle anlatabilmek tek başına takdire
şayandır. Herkesin söyleyecek sözü olabilir. Fakat mesele sayfalarca kağıt
israfı yapmak değil, düşünceyi damlatıp göz kamaştırıcı tek bir paragrafa
sığdırmaktır.”
Aşımız,
aşkımız olan işimizi yaparken; “Öküzün
altında buzağı aramayacağız!”
Ama
15 yıl önce bu gazete de bir hafta boyunca tefrika halinde yayınlanan “Karadeniz Kararmasın” araştırmamızdaki;
“Karadeniz Amerikan gölümü olacak”
başlıklı bölümde yer alan “Coninin 80
yıllık Montrö’yü bertaraf etme gayretinin” bugün olup bitenlerle ilgisini
ve ilişkisini irdelemeyecek miyiz? Trabzon Limanı üzerinden yapılan ince
hesaplara bakmayacak mıyız?
Türkiye-Libya-Akdeniz
tablosunda olup bitenlere kafa yorarken Libya’da olup bitenin Trabzon ile
ilgisine göz atmayacak mıyız?
Sürmene,
Maçka, Of’da da kaymakamlık yapıp, sonrasında Libya’ya Başbakan olarak da
atanan “Arap Kaymakam” lakaplı
Sadullah Koloğlu’nun hem Trabzon, hem de Libya ile ilgili gerçek anılarına
bakmayacak mıyız?
Trabzonspor’dan
“anlayana sivrisinek saz, anlamayana
davul zurna az” hesabı ile iki kelâm eylemeyecek miyiz?
Etmez
isek, mesleğimize ihanet olur! Şimdiye dek hain olmadan da yaşayabildiğimize
göre!