Siyaset üzerinden parti kurarak Türkiye’yi, dolayısıyla Türk
ekonomisini de yönetmeye talip olup da, “Fındığın Başkenti” olarak da tarif
edilen Giresun’da, “Hamburg da fındık borsasından” dem vuran birinin; “Yol
yakınken geri dönmesi” sanırım en doğru tercih olacaktır!
O biri de eskinin Şişli Belediye Başkanı, şimdinin Türkiye
Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül’dür.
Geçen hafta, Giresun Sanayici ve İşadamları Derneği’nde
basın mensupları ile sohbetinde; “Burası fındığın başkenti ama fındığın borsası
Hamburg’da. Bu beni oldukça üzüyor” şeklinde kamuoyuna yansıyan beyanda
bulunmuş Sayın Sarıgül.
Aslında Sayın Sarıgül’ün asıl üzülmesi gereken, nasıl bu
kadar yanlış bir bilgiye sahip olduğudur!
Eee rahmetli Uğur Mumcu demek ki bu ülkenin geneli için,
“Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olanlar” diyerek boşu boşuna tarif
yapmamış!
Çünkü burada körün gördüğü, sağırın duyduğu, herkesin de
bildiği “Fındıkta Hamburg Borsası diye bir şey yok” gerçeğini Sayın Sarıgül’ün Giresun’a gelmeden
önce, araştırması öğrenmiş olması gerekirdi. Bilmiyor idi ise, konuşmaması daha
yeğ olurdu!
Hadi Mustafa Sarıgül bilmeden konuştu!
Peki, fındığın yaşam biçimi haline geldiği Giresun adına
orada bulunan işadamları ile gerçek manada meslektaşlıkta birlikte olduğumuz
bazı gazeteciler bu yanlışa neden ve nasıl tahammül ettiler?
Hem de illerinde lisanslı depoya sahip olacak kadar
gelişmiş, fındıkta söze geçen Giresun Ticaret Borsası’nın bulunduğunu
bilmelerine rağmen!
Söz konusu beyanla ilgili haberi gazetede okuduğu için mail
ile gönderide bulunan sanayici-ihracatçı işadamı arkadaşımızın; “Şimdi bu mu
Türkiye için umut olacak? Yazık, yazık! Bu memlekette tahsil cehaleti azdırıyor maalesef!” tasası ile şimdilik
tamamlayalım.
FINDIĞIN HOROZLARI…
Fındıkta işler yolunda giderken, “Her sabah kendi öttüğü
için güneşin doğduğunu sanan horozlar” misali “Biz dedik de böyle oldu” diye
böbürlenenler, şimdilerdeki tabloyu karamsar gördükleri için vebalini
başkalarına ciro eylemenin gayretindeler.
Yani, “Fındıkta işler iyi olunca bizden, kötü olunca
başkalarından!”
Bu neye benziyor bilir misiniz?
İşleri yolunda gittiğinde, “Ben yaptım, ben eyledim” diyen
birisi, işler aksayınca, “O sebep oldu. Bu neden oldu” diye hatasına kendi
dışından gerekçe aramasına! Hatta suçlu bulamayınca da “Ne yapalım Allah dan”
demesine!
Oysa Cenab-ı Allah Nisa Suresi 79’uncu Ayet de, “İyilikler
Allah’tan, başına gelen kötülük ise senden, nefsindendir” buyuruyor.
Anlatabildik mi?
RİZE’DE TESADÜF OLMAYANLAR!
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in geçen haftaki,
İkizdere merkezli Rize gezisinin “tesadüfi olmadığını” ifade edenler tam
inandırıcılık adına büyük bir fırsatı heba ettiler!
Nasıl mı?
Sayın Akşener’in gezisi kadar, yerel giysilere büründürülmüş
kadının sokak ortasındaki tepkisinin de “tesadüfi olmadığını” söylemeyi unutarak!