Çok değil, 20-25 gün önce TÜİK’in 600 bin, INC’nin 620 bin ton olarak açıkladığı 2020 ürünü fındık rekoltesini, “çooook” diyerek basında yerden yere vurup da, “Bunlar fiyatı düşürmek için spekülasyondur” diye bas bas bağıranlar vardı! Dahası; “Kimse karışmasın. Devlet Tarım ve Orman Bakanlığı eli ile kuracağı komisyonlarca gerçek rekolteyi tespit edecek” çağrısı da yapmışlardı. Tamam. Devletin rekoltesi de belli oldu. Bakalım şimdi ne diyecek, ne yapacaklar? Öyle ya, bağa bahçeye girmeden onlar rekolteyi kafadan (!) tespit etmiş “500 bin tonunun üzerine çıkmaz, çıkarılamaz” diyerek açıklamışlardı bile! Şimdi ne oldu? Tarım ve Orman Bakanlığı bugün yarın resmi olarak açıklayacağı 660 bin tonluk bir 2020 Türkiye rekoltesi tespit eyledi. Yeri gelmişken, bakanlık tarafından geçmiş yıllarda açıklanan rekoltelerin istisnalar hariç hemen hemen hepsinin satışlarla gerçekleşen rakamdan 40-50 bin ton daha az olduğu da kayıtlarda bulunuyor. Siz buna kimine göre, 40-50 bin, kimilerine göre de 70-80 bin ton 2019’dan gelen stoğu ilave ettiniz mi, ortaya 2020 piyasası için aşağı yukarı 750 bin tonluk bir fındık varlığı çıkıyor. Şimdi sıra geldi, TMO’nun açıklayacağı fiyata. Merak edilen, TMO fiyat tespit ederken geçen yıl üreticiye, 16-17 TL vererek başladığı alımları mı baz alacak? Yoksa Mayıs ayında üreticiye değil, stokçuya yararı olan 24 liralık satış fiyatı üzerinden mi hareket edecek? Ya da, üretimden tüketim aşamasına kadar süreci bir bütün kabul edip, fındığın büyük kısmının ihraç edildiğini hesap ederek, diğer ülkelerdeki üretimler ile alternatif sert kabuklu meyvelerin varlığını da göz önünde bulundurarak mı fiyatı belirleyecek?
Bu sanki bir proje gibi! Trabzonspor’da işler yolunda giderken, ya da gider gözükürken (!) ne oldu da durum bu berbat ahvale geldi? Sanırım işin içinde biraz değil epeyce şeytanlık var! Var olunca da, “Çıkarlarınız için şeytanın kapınızdan içeri girmesine sessiz kalırsanız, ona ihtiyacınız kalmadığı zaman aynı sessizlikte çekip gitmesini beklemeyiniz” sözü ister istemez akla geliyor. Gelince de siz ister “şeytanın avukatlığına soyunma” deyin, ister “öküzün altında buzak arama” diyerek tanımlayın! Ne derseniz deyin! Ama 12 Haziran’da Göztepe, 16 Haziran’da ise Fenerbahçe’yi 3-1 yenerek futbolun pandemi devresine başlayan Trabzonspor’un bu hale düşmesi, ya da düşürülmesi “tepeden tırnağa, bilinçli bir projenin parçasından başka bir şey değildir” diye düşünmüyor değilim! Maalesef; Trabzonspor adına hareket eden hemen hemen herkes de bilerek veya bilmeyerek bu projenin bir parçası olmuştur. Ama her ne olursa olsun, teknik adamından futbolcusuna, yöneticisinden taraftarına kadar Trabzonsporlular da öyle veya böyle, isteyerek ya da istemeyerek bu projeye katkı sağlamışlardır. Yapılanlar, edilenler ve gelinen noktadaki durum bu görüntüyü vermektedir.
Giriş Yap
Üye Ol
