Dün, yani 3 Mayıs, Dünyada Basın Özgürlüğü Günü idi. Hani şu gerçek tarifi “Görevi yönetenlerin değil, yönetilenlerin yanında olmaktır” diye tarif edilen basın var ya! Hah işte onun özgürlük günü! Ancak, bizdeki basın çoğunlukla bunun tam tersi bir halde… Yani “yönetilenlerin değil, yönetenlerin yanında” olduğuna göre, “Türkiye’de Basın Özgürlüğü Günü”nden söz eylemek, olsa olsa “abesle iştigal etmektir.” Yeri gelmiş iken, vatandaşın sosyal medya muhabiri olması için cep telefonlarının durum tespiti yapamaması, dolayısı ile kamera ve fotoğraf çekme özelliklerinin kaldırılması yönünde teknolojik ve yasal hazırlığında gündemde olduğunu hatırlatalım!

ŞİMDİ DE MALUM MEDYA…

O ki, yönetilenlerin yanında olması gereken bir basından dem vurduk, “malum medya” diye tarif edilenlerden birinin, sanki değil, tam olarak iktidarın yayın organı gibi sunduğu haberin ilk cümlesine bakalım mı? “Girdiği her seçimi kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu…” Bu ibare, kamuoyu denilen tümün adına işini yapması gereken medya kuruluşu tarafından değil de, CHP’ye muhalif olan herhangi birinin ağzından ya da ona dayandırarak verilebilir. Ama bunu, adeta o basın kuruluşunun görüşü, siyasi tercihi imiş gibi ortaya koyan ifadelerle verilmeye başlanır ise, işte o habercilik değil, taraflı yorumculuktur. Bu da artık bu meslek, habercilik, “Haber kutsal (yani tarafsız), yorum hürdür” ilkesi çiğnenerek icra ediliyor demektir. Bu da, gazeteciliğin hiç bilinmediği ya da bile bile yanlış hareket edildiği anlamına gelir! Veya biliniyor ama yandaş ve yoldaşlıktan da bile öteye, yeni ihdas olunan “malum medya” grubuna kayıtlı olunuyor!

EKREM AÇIKEL’İ İZLEYİN…

Her ne kadar, yandaş ve yoldaşlığa, dahası malum medyalığa çokça bulaşılmış olsa da, gerçekler de basını hür hareket etmeye doğru zorluyor. Birkaçı hariç TV kanalları ile artık, olaylara ve konulara tek gözlü pencereden yanlı olarak bakmaktan, birer ikişer uzaklaşıyorlar. Aslında meslekten geldikleri için hiç uzaklaşmamış olanlar da vardı. Onlar şimdi sahne alıyorlar. Bunlardan biri de, “Ne olursa olsun, aklımla alay etmem” diyerek gerçekleri çıplak olarak görmeye azmetmiş, mesleğe ömrünü vermiş Ekrem Açıkel… Hiç uzatmama gerek yok. Hafta içi TGRT’deki haber sunumunu ve “Abesle iştigal etmem” diye dokundurarak yaptığı yorumları izleyip, kendiniz karar verin.

AKIL İLE ALAY ETMEK!

En kötüsü nedir, bilir misiniz? Tüm olup bitenler, gerçekler apaçık ortada iken, Allah’ın insan diye yaratıp, kul hanesine kaydedip, irade verdiklerinden “Akılları ile alay etmelerinin” beklenmesi yok mu? Birileri beklese de, siz siz olun aklınızla alay etmeyin! Aklınızla alay etmenizi bekleyenleri de hüsrana uğratın. Çünkü onunla alay eder iseniz, gün gelir o akıl elinizden gider de, bir daha da geri getiremezsiniz!