SON DAKİKA
SON DAKİKA


Dışarıda değil,içeride ara..
19.01.2022

Has adam Fazıl’a son görevimizi ifa eylemek için avlusunda toplandığımız Arsin Ulucami’de namaz öncesi vaaz eyleyen hocanın, Cenab-ı Allah’ın “Oku” emrini hatırlattıktan sonra,  “Dünya da 8 milyar insan yaşıyor. Bunların içinde en az okuyanlar Müslümanlar” dedikten sonra ilk gerekçesi şu oldu:

“Bizi öylesine inançlarımızdan saptırdılar ki, ne fikre, ne zikre zaman ayırtıyorlar. Ümmeti bir telefona hapsetmek için Müslüman olmayanlar ne gerekiyorsa yapıyorlar.”

Hoca böyle deyince ister istemez aklıma son günlerin de en çok sözü edileni ile “Dışımızdakiler” söylemi de gelmedi değil!

Hani her musibete, her yanlışlığa, her kötü gidişata “dış güçler” diyerek bulduğumuz, dolayısı ile kendimizi hiç hesaba çekmediğimiz ahval var ya! Hah işte onlardan söz ediyorum.

Hocanın ifade ise, gayr-i müslimler, Müslümanların Allah’ın ilk emri olan okumayı yerine getirmemesi için ne gerekiyorsa yapmışlar. Yapmaya da devam ediyorlar.

İyi de Allah’ın akıl-fikir ve de irade verdiği Müslüman hanesine kayıtlı olanların kabahatleri, suçları, hatta günahları ne olacak?

Hani şu işler yolunda gittiğinde, güzel ameller olduğunda “Ben yaptım. Ben eyledim” diye böbürlenip kibirlenen, ama olumsuzluk ve kötülükler yaşandığın da kabahati hep kendi dışında, dış güçler de arayanlar, hatta “Hayır ve şer O’ndan” diyerek durumu nerede ise Allah’a havale edenlere ne diyeceğiz.

Hem de Allah’ın Kur’an-ı Kerim’ in Nisâ Suresi 78’inci ayetinde, “Sana gelen iyilik Allah'tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir” diye açık açık bildirmesine rağmen.

Ümmetin okumamaya, ülkenin de başta ekonomi olmak üzere içine düşürüldüğü garabete “Dış güçler” bahanesi bulurken, ayeti bile aklına getirmeyenlere Hünkâr Hacı Bektaş Veli’nin de;

“Hararet nardadır, sacda değildir,

Kerâmet baştadır, taç da değildir,

Her ne arar isen kendin de ara,

Kudüs de, Mekke’de, Hac’da değildir” diye açık açık seslenmesine rağmen…

Ezcümle, hayır da ve şer de ümmet, millet, halk önce kendini sıygaya çekecek, ondan sonra kabahati “içeride-dışarı da” diyerek başkalarında arayacak. Yani bugün yapılanın tam tersi ile… Anlatabildik mi?

 

FAZIL’IN SOLMAYAN KAZAKLARI…

Gelelim son görev için tabutunun başında toplandığımız has adam Fazıl’a…

Trabzon’da her yol Meydan’a, Meydan’da da Uzunsokak’a çıkar!

Dahası Meydan’a gitmemiş, Uzunsokak’da da tur atmamış iseniz Trabzon’a uğramamışsınız demektir.

“Uzunsokak Esnafı” denilince aklıma Arsinli de olması hasebiyle Fazıl Cicerali’nin gelmemesi mümkün mü?

Gençliğimizde üzerimizi süsleyen kazakları, gömlekleri Fazıl hangisini gösterirse onu alarak geçirdik.

Hatırlıyorum da, Neyir markası ile aldığım kazakları hiç solmadan 15-20 yıl giyerdik. Bugün 15-20 günde solanların marka diye yutturulmasının tam tersine…

Dün sabah “her saat fındığı konuşmazsak nikahtan bile düşeriz” diyen Tahsin Büyükaydın dan hafta başı bilgilerini almak için telefon ettiğimde, “Fazıl vefat etti” dedi.

“Bugünlerde kıtlığının yaşandığı has adam sınıfının en iyilerinden biri idi” dersem” inanının.

Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun.

 

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap