“790 bin ton fındık rekoltesi Türkiye için çok değil, az
bile” olduğunu da söylediği açıklamasındaki görüşleri için, Giresun Ziraat
Odası Başkanı Nurettin Karan’ı tebrik etmek gerek.
Soracaksınız ki, “habire eleştiriyordun, şimdi ne oldu?”
Bir şey olduğu yok. Aynı yerden, aynı noktadan bakıyorum.
Yani fındığı üretiminden tüketimine kadar bir bütün kabul ederek baktığım,
yazdığım yerden. Farklı bakanların da doğrularına doğru, yanlışlarına yanlış
demeye devam.
İşimiz de bu zaten. Gerçeği fotoğraf makinesi objektifi gibi
resmetmek değil mi?
Fındıktaki felsefenin “Çok üretip, çok satıp, çok kazanma”
üzerine kurulması gerektiğine inanıp, bunun içinde verim kalitenin artmasının
şart olduğunu savunduğum için, Nurettin Karan’ın son açıklamasındaki şu
ifadeleri, bu konuda mesafe kaydedilmesi adına çok değerli buluyorum:
“Verim ve kaliteyi arttırma çalışmaları meyvelerini vermeye
başlaması memnuniyet verici. Hasat öncesi yüksek rekolte, düşük fiyat algısı
oluşturmak için yıllardır açıklanan, bu yıl ise 790 bin ton ilan edilen rekolte
Türkiye için çok değil, azdır.”
Rekoltenin yüksek oluşunun kimseyi düşük fiyat beklentisine
sokmaması gerektiğini ifade ettikten sonra, “Biz bu rakamla gurur duyuyoruz”
deyip de ardına üreticinin başarısına benzerini ihracatçılardan beklediklerini
ilave etmesi de eşyanın tabiatına uygundur.
Sayın Karan’ın önce; “Hepimizin amacı fındıktan daha fazla
gelir elde edilmesi değil mi?” diye sorup, ardından da “Eğer daha fazla üretim,
daha fazla gelir ize bu yıl ne kadar bir ihracat gerçekleştirip, ülkemize ne
kadar döviz girdisi sağlayacaksınız?” şeklindeki ikinci soru ile “hodri meydan”
çağrısı ihracatçılardan mutlaka pozitif karşılık bulacaktır.
Olması gereken de budur.
Fındığın üreticisinden tüketicisine, manavından
sanayicisine, ihracatçısından ithalatçısına kadar bir bütün ve bir dünya ürünü
olduğunu aklımızdan eksik eylemeden kabul ederek hareket etmeliyiz.
…MALI… MALI!
“Anlayana sivrisinek
saz, anlamayana davul zurna az” darbımeselini hatırlatarak, bazı konulardaki
görüşümüzü bugün tek cümle ile ifade edelim. Detayına sonra bakalım!
ATATÜRK’e hakaret edenler, insan suretinden def edildikleri
için nüfus kağıtları derhal iptal edilip, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından
çıkarılMALI.
ARSİN’de Arapsaçına döndürülen sorun çözülüp, eski yerinde
10 balıkçıya barınak acilen yapılMALI.
KAHRAMANMARAŞ CADDESİ, yaya trafiğine hemen kapatılMALI.
ÇAY SEKTÖRÜ’nde istikrar için kuru çay fiyatlarına gereken
zam yapılMALI.
SANATEVİ mevcut binasında kalMALI.
ARSİN STADI, suni çime çevrilmemeli, tabii olarak kalMALI.