SON DAKİKA
SON DAKİKA


Çay Ocağında Tavşan Kanı Hesabına…
2.07.2021

“Buyur abi, sana tavşan kanı çay!”

Her sokakta sayıları 3-4’e kadar çıkan çay ocaklarından birinde önüme, “tavşan kanı” reklâmı ile konulan çaydan bir yudum alınca tahminlerim ve şüphelerim yine doğru çıktı. Çayın demi “tavşan kanı” idi, ama tadının yaş çay yaprağının kuru siyah çaya dönüştürülerek imal edilmesi ile uzaktan yakından ilgisi yoktu. Önüme ince belli cam bardak ile konulan ben diyeyim “boya”, siz söyleyin “Glikoz” ilave edilerek “sağlığa zararlı” statüsünde yeri olan ve de “çay” diye geçinen sudan sonra en çok “lıkırladığımız” bir sahte içecekten başka bir şey değildi! Ama bunlara ne bakan vardı, ne de kontrol eden!

İnanın Dünya Sağlık Örgütü’nün “sağlığa zararlı ve içilemez” uyarısını da yaptığı kaçak çaylar bile bunlar kadar toplum sağlığı için zararlı değil! Ancak dedik ya, satan razı, içen razı, devlet de razı!

ÖZEL SEKTÖRÜ SİLİN, OLSUN BİTSİN!

Zararına faaliyet gösterse de devlet “Sosyal Politikalar” statüsüne sığınıp Çaykur’un zararını “Ben karşılıyorum” diyor. Diyor demesine de, sanırım devleti yönetenler, bahçelerden toplanan yaş çay yapraklarının nerede ise yarıya yakınını özel sektöre ait fabrikaların işlediğini unutuyor! “Unutuyor” diyorum, çünkü piyasayı yönlendiren Çaykur’un yaprak alımına yaptığı zammı, her nedense satış fiyatına yansıtmaktan imtina ediyor.

Bu durumda da özel sektöre (dürüst çalışan, sahte üretim yapmayan) adeta, “seni kaderinle baş başa bıraktım” diyor. Dolaylı olarak da, bu maliyetler üzerinden hakiki (boyalı, atık ve kaçak olmayan) çay üretmek zararlı olacağı için, sahtekârlığı da teşvik etmiş, piyasayı ve bardaktaki çayı da yanlışa sevk eylemiş oluyor. Öyle değil mi? Olmuyor mu? “Olmuyor” diyebilecek akıl-izan sahibi olan varsa beri gelsin!

GÜNLÜK 225 LİRAYA ÇALIŞMAYAN BİZDEKİLER…

O ki çaydan dem vurmaya başladık, biraz da şu sıralar birinci sürgün hasadın tamamlanmak üzere olduğu bahçelere dalalım! Dalalım dalmasına da, bahçelerde Afganlısı, Tanzanyalısı, Kongolusu, hatta Gürcüsü cirit atıyor!

İşsizliğin hakim olduğu ülkemde aklıma; “Türkler nerede?” diye sormak geldi ama, günlük 225 TL’ye bile minnet etmeyen işi gücü olmayanların varlığı aklıma gelince vazgeçtim! Vazgeçerken bunların “En büyük ibadet çalışmaktır” diye buyuran bir dine mensup olduklarını hatırlayınca kara kara düşünmedim değil!

ÇAYDAKİ VURGUNCULAR!

Adları kalsın! Sektörde sahtekârlığa bulaşmadan üretim yapan, gerçek tavşan kanı, sağlıklı kuru çay üretici sanayicilerden bazıları ile muhabbet eyleyince, bir yerlerle ilişkili, bir iki ismi mevzubahis eylediler.

Sektörde “ellerini taşın altına koymadan”, ceplerinden tek kuruş harcamadan, “aracılık-tefecilik” yaparak nemalandıklarını söylediler.

Onun için “Adları kalsın” dedim! Kalmasa ne mi olur? Namuslu sanayici gider, onlar kalır! Ancak, özbeöz birkaç belge daha temin eyledik mi bize de bu isimleri “yazmak kalır.” Biline!

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap