SON DAKİKA
SON DAKİKA


Çay da özel sektör Kimin insafına kaldı?
2.06.2021

İYİ Parti Trabzon İl Başkanı Azmi Kuvvetli’nin, “Çay üreticileri özel sektörün insafına bırakıldı”  başlığı atılmış açıklaması gözüme çarpınca, sektördeki gerçekleri az-çok bilen birisi olarak ister istemez; “Özel sektör kimin insafına bırakıldı?” diye sormadan edemedim.

Yanlış anlaşılmasın!

Azmi Kuvvetli’nin konu ile ilgili yaptığı açıklamaları eleştirmek için değil, “Nereden baktığına bağlı olarak”  gerçeklerle yüzleşmek gerektiği için

söz eyledim.

Çünkü devletin himayesindeki Çaykur’un toplamda kilo başına 4 TL’lik fiyat verdiği 2012 ürünü yaş çay yaprağını özel sektör 3 TL civarında fiyattan alıyor diye, “vur abalıya” babından bazı çevreler yanlışa hizmet ediyorlar.

Kelimenin tam anlamıyla yanlış yapıyorlar!

Neden mi?

Bir yanda milyarlarca lira zarar etse dahi, bunun devlet tarafından karşılandığı Çaykur… Diğer yanda zarar ettiğinde kapısına kilit vurmak zorunda bırakılan özel sektör.

Aralarındaki fark nedir?

Üreticinin çayının nerede ise yarısını Çaykur, diğer yarısını özel sektör alıyor.

Peki, Çaykur’un zarar ederek satış yaptığı kuru çay fiyatları nedeni ile zor durumda kalan özel sektör geçen yılın rakamları ile 700 bin tona yakın yaş çay yaprağını almazsa ne olacak?

Ya bahçede yanacak, ya da 40 yıl öncesinde olduğu gibi denize dökülecek.

Bırakın bir sezonu, özel sektör bir hafta yaprak almazsın, üretici ne hale düşer? Hiç düşünüldü mü?

Ezcümle. Devletin Çaykur eli ile uyguladığı alım değilse bile satış (hem de zararına) politikası sektöre büyük zarar vermektedir. Hem de sadece fiyat üzerinden değil, halkın sağlığını ilgilendiren kaçak, sahte, boyalı gibi çaylarla da…

Şimdilik zararın büyük kısmı özel sektörde görülüyor ise de, böyle giderse işin ucu üreticiye bugünkü feryattan daha fazlası ile değecektir!

Hiç öteye beriye atlamaya, yalan yanlış evelemeye gevelemeye gerek yok.

Hatadan dönülmeli ve çay da kamu-özel sektör ayrımı yapılmasından başta devlet kafası olmak üzere acilen vazgeçilmelidir.

 

ANAYASA FEZADA


O ki üstat Necip Fazıl ile kapıyı araladık oradan devam edelim!

Sözü de Anayasa’ya getirelim.

Hani şu gerektiği için ikide bir temcit pilavı gibi kamuya servis edilen Anayasa değişikliği hesabı var ya!

Hah işte ondan birkaç cümle ile dem vurup, son sözü yine Üstat’a bırakalım!

Her ne hikmetse değişiklik için TBMM’nin raflarına konan Anayasa bir türlü aşağı indirilip genel kurul salonundan içeri sokulamıyor! Ya da bile bile sokulmuyor!

Yani hep yukarıda duruyor!

“Perde düşse ve herşey olduğu yerde donsa,

Görünse yıldız yıldız fezada Anayasa” diye Necip Fazıl’ın ifade ettiği gibi…

 

DEVLET-İ EBEDİ MÜDDET MİLLETLEDİR


Hiç öteki ile berikiyle,

Ya da onunla, bununla,

Veya Ahmet’le, Mehmet ile değildir.

Devlet-i Ebedi Müddet, kişilerin değil, topyekün Türk Milleti’nin ipine bağladır.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap