Asrın vebası koronanın “bu kafayı düzeltebileceği” umudu ile ilk hafta; “Şapkayı önümüze koyalım” başlığı attığımız yazı vardı ya! Hah işte onun, yani; “cana ve mala kast edenbu musibetin şapkayı önümüze koyduracağı” beklentimi paylaştığım yazının daha üzerinden bir ay geçti geçmedi, umutlarım yine “yerle yeksan” oldu! Nasıl olmasın ki? Koronavirüs korkusu yüzünden okuyucunun yarısından fazlasının gazete almayı bıraktığı bir süreçte önceki gün bayiden aldığım 8 mevkutenin genelde asayiş olaylarının yer aldığı 3’üncü sayfalarına göz attığımda karşılaştığım “ölümün ve vahşetin binbir türlüsünü içeren” haberlerin başlıklarından bazıları şöyle idi:

*

-Her güne bir kadın cinayeti...

-Aşkına karşılık vermeyen genç kadını öldürdü.

-Annesini kemerle boğdu! -Sevgilisini dövüp tabancayla vurdu.

-Babasını tüfekle vurarak öldürdü.

-Trafiğe kapalı alanda alkol alıp dansöz oynattılar.

-10 yaşında ama 473 suç kaydı var. -29’uncu katta intihar pazarlığı...

-Karısı, 5 yaşındaki kızını kaçırdı

-Kadın asker kılığında dolandırmaya kalktı

-Ambulansı kaçırıp polisi peşine taktı.

-Para için kız arkadaşını öldürdü.

-83 yaşındaki kadını dövdü, evini ateşe verdi.

-4 yaşındaki oğlunu boğdu.

-3 kişiyi katletti. Nedenini bilmiyor!

-Kıraathaneye kumar baskını...

-Akrabaların yol kavgası kanlı bitti.

-Engelli kadının tekerlekli sandalyesini çaldılar.

-Korona yüzünden evde otururken ayakkabıları çalındı.

-Karantinada soygun. Kapalıçarşı’da altın çalındı.

-Katliam yaptı, yakalanınca da; “şeytana uydum” dedi.

*

Hem de şeytanın; “Senin yaptıkların benim bile aklıma gelmez” dediği kadar!

*

Anladım ki, değil şapkayı, şapkanın yer aldığı başlarını bile kesip bunların önüne “aklınızı başınıza toplayan” diye koysalar, bu “belhum adalların” (hayvandan da aşağı olanların) zihniyetinin, davranışlarının düzeleceği, ıslah olacağı yok! Çünkü böylesine, “her yaş grubundan, herkesin, her an tahtalıköye gitme” ihtimalinin bu denli yüksek ihtimalli olarak yaşandığı bir zaman diliminde dahi, Allah’ın “insan” diye yaratıp, “akıl” ile donatıp, “kul” olarak saydığı ve kullansınlar diye “irade” verdiğinden olduklarını hatırlamıyorlar ise...

Hâlâ yanıbaşlarına gelip dayanmış, her an; “canını almaya geldim” diyecek kadar yakına sokulmuş Azrail’i görmeyip, şeytanla işbirliği yapmaya devam ediyorlar ise... Neyin nasıl düzelmesini umuyor, bekliyoruz ki?