SON DAKİKA
SON DAKİKA


Ayasofya’da huşu içinde namaz!
22.07.2020

Öyle ya, her kesimden, herkesin az veya çok hakkında birkaç kelâm eylediği Ayasofya’dan iki satır da olsa dem vurmadı isek, “Ne oldu?” diye soranlar olabilir!

Aslında toplu namazın kılınacağı 24 Temmuz’a bıraktım uzun uzadıya yazmayı ama, öncesinde iki satır karalayalım dedik.

Ancak; nereden, hangi pencereden bakarak kalem oynatmaya karar vereceğimi düşünürken geçen hafta bir anda önümde Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun Ayasofya’daki resimler hakkında içinde; “…Müslümanların namazlarını huşu içerisinde eda etmelerini sağlamak için uygun yöntemler kullanmak suretiyle namaz vakitlerinde söz konusu resimler perdelenmeli veya karartılmalıdır” şeklinde yer alan ben diyeyim “açıklamasını”, siz söyleyin “fetvasını” buldum.

Demek ki; “Namazı huşu içinde kılmak gerek.”

Ama; oranın Ayasofya olduğunu, duvarlarda da ikonlar bulunduğunu unutmak için gözleri kapamak huşu için yeterli olur mu olmaz mı?

Cevabı, namazı hiçbir şey düşünmeden Allah’a kendini azami derecede yakın hissederek, yani huşu içinde icra edebilme adına müminin kendine bırakıyorum!

Ayetler üzerinden de cuma günü konuyu irdeleyeceğiz.

Ancak, meslektaşım olan gazeteci-yazar bir arkadaşımın yazısına koyduğu “Ayasofya Egemenliktir” başlığını okuyunca, “Demek ki Ayasofya tamamen bir namaz işi değilmiş” diye de düşünmedim değil!

 

Fındıkta doğruyu bulmak!

Biliyorum!

Birçoğunuz, “Nedir? Bu adam habire fındık yazıyor” diyorsunuzdur!

Haklısınız!

Ama söz konusu 40 yıldır haşır neşir olduğumuz, ama yine de ancak ve ancak yarısını idrak edebildiğimiz fındık olunca, uğraş biraz da hastalık derecesine vardı sanırım!

Siz bizim fındıkla geçen 40 yılımızı; “Bir adama 40 yıl deli dersen deli olur” denmesine misal kabul edin!

Ya da; Türkiye’nin fındık ihracatına Oltan imzası ile hatırı sayılır bir damga vuran Orhan Oltan’ın; “Yokuş yukarı bile yuvarlanır” diye tarif ettiği fındıkta doğruyu bulma adına hüsnüniyetle gösterdiğimiz çabalara sayın!

Ama, dallara uzanmaya az kala kamuoyunda parlamenterlerden ziraatçılara kadar ortalığı toz duman eden gelişmelerden de sakın endişe eylemeyin!

Bugün piyasada yaşanan gelişmelerinde onayladığı öngörülerimizin doğru çıkmasının gerekçesini sadece üç satırla paylaşıp bırakacağım.

O da; “Ben fındığa sadece üretici ya da tüccar veya sanayici, hatta ihracatçı penceresinden bakmıyorum. Üretenden tüketene kadar olan zincire südürülebilirlik penceresinden bakıyorum. Çünkü benim işim kamuoyu denilen tüm adına yazıp çizmek, söylemektir.”

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap