Genelde bir türlü gol kaydedemeyen takımlar maçın sonlarına doğru gol atabilmek için yaparlar; doldur boşalt işini!

Demek ki, önce doldurmak lazım!

Peki 16 Nisan 2017’da kayıtlarda “Cumhurbaşkanlığı Devlet Sistemi” olarak bulunmasına rağmen, birileri tarafından; “Başkanlık Sistemi” olarak adlandırılan Anayasal düzenlemenin içi neden halâ boş duruyor? Ya da bırakılıyor!

Devlet Bahçeli, dillendirmese idi yine boş bırakılmaya, yani sistemin içini doldurmak için yasal ve yönetmelik bazında düzenlemeler unutulmaya, ya da unutturulmaya devam edilecekti!

Yine de edileceğine dair şüphelerim giderilmiş değil!

Ama ortadaki tablo çok düşündürücü bir o kadar da ibret vericidir

Türkiye Cumhuriyeti yaklaşık 3 yıldan beri içi doldurulmamış bir sistemle idare ediliyor!

Adeta bir kenara da itelenmiş olan parlamentoda da kimsenin kılı kıpırdamıyor!

Hele bir kıpırdatsınlar akayım!

Liderler onları bakın ne yapıyorlar?

Onun için parlamentoda bir futbol maçındakiler bile yapılamıyor!

BAHÇEYE GEL BAHÇEYE!

Gelmezsen ne olur?

Meslektaşım Ömer Altuntaş’ın kemençe eşliğinde klipini yaptığı;

“Bahçeye gel bahçeye,

Dolu fındık bulursun” türküsünü bile dinleyemezsin!

Oysa dinlesen!

Danesi altın değerine ulaşmakta olup, iç piyasada kilosu 25 lirayı aşan, tek başına bu ülkeye yılda 2.5 milyar dolara yakın döviz kazandıran fındığı daha çok ve kaliteli üretirsin.

Kısacası, çok üretir, çok kazanırsın.

Kim kazanır?

Üreten kazanır, tüccar kazanır, sanayici kazanır, ihracatçı kazanır!

Kısacası Türkiye kazanır.

O zaman hep birlikte kazanmak için Bahçeye Gel Bahçeye!

HERKES ZATEN MASKELİ!

Korona için bir numaralı uyarı hangisi?

Mutlaka maske takın!

Uyarıyı yapanlara hayret ediyor ve soruyorum:

Gözünüz kör mü? Bu milletin nerede ise maskeli olduğunu görmüyor musunuz?

Hem de sözlükte karşılığı “riyakârlık” denilen doğal maskeli!

Maskeli filmler bile yapmadık mı?
Maskeli Beşler!
Maskeli Süvari!
Maskeli Balo!
Maskeli Siyaset!
Maskeli Slişki!

Ezcümle; maskeli riyakârlık…