2020 rekoltesini biz “660 bin ton” dedik, Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli “665 bin ton” olarak açıkladı.
Açıkladı açıklamasına da, daha 3 gün öncesine kadar ağzına rekoltenin “R”sini alanları neredeyse, ajanlıkla, üretici düşmanlığı ile, hainlikle suçlayıp, “Doğrusu Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yapacağı tahmindir. Bekleyin” diyenler şimdi Sayın Bekir Pakdemirli’yi yerden yere vurmaya başladılar!

Ne imiş? Bakan Pakdemirli, rekolteyi “665 bin ton” diyerek çok yüksek açıklamış!
İşin detayına girmeden bunlarınki adeta Rus Çariçesi İkinci Katharina’nın hükümeti ile arasındaki ilişkileri; “Bakanlarımın görüşlerine, benim gibi düşünürlerse katılırım” dediği şekle benziyor!
Yani, bunlar gibi düşünür ve hesabı da onlar gibi yaparsanız doğrudur, aksi halde doğru bile yanlıştır!
Gelelim 665 bin ton açıklanan rekolte tahmininden sonra vekilinden ziraat odası başkanına kadar “ağzından çıkanları kulaklarının duymadığı” anlaşılanların hisse alınacak kıssalarına!
Ama öncesinde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından her ilde oluşturulan ve bahçeleri didik didik ederek fındık rekoltesini tahmin eden komisyonlarda ziraat odaları, Fiskobirlik, Tarım ve Orman İl Müdürlükleri başta olmak üzere sektörle ilgili tüm kurum ve kuruluşların temsilcilerinin bulunduğunu belirtelim.

Sonra, Sakarya’dan tutunda Trabzon’a kadar fındık üretilen illerinde komisyonların yaptıkları tespit tutanaklara istisnasız tüm üyelerin “doğrudur” diyerek imza koyduklarını da hatırlatalım!
Yani, özellikle ziraat odası adına rekolteyi eleştirenlerin aynı çatı altında bulundukları komisyon üyesi meslektaşlarını da suçladıklarına dikkati çekelim!
Ve daha sonra da, bir vekilin “665 bin tonluk rekolte Türkiye’yi peşkeş çekmektir” diyebilecek kadar bu komisyonlardaki üyelere dolaylı olarak ben diyeyim “hakaret” siz söyleyin “haksız eleştiri”yapma hakkını hangi insani ve vicdanı gerekçeye dayandırdığına kafa yoralım!

Dahası Tarım ve Orman Bakanı’nı, “fındık üreticisine ihanet etmekle” suçlayarak komisyonlarda emek veren yüzlerce üyeyi de töhmet altında bırakana ne diyelim?
Hele hele, kendisi ile aynı kategorideki ziraat odası başkanını bile bile yanlış yapmakla suçlayan zat-ı muhteremin ipe sapa gelmez hangi sözüne bakalım?
Konuyu netleştirelim:

Bir; rekolte tespiti şimdi itiraz edenlerin dediği şekilde çotanak sayımı ile yapılmıştır.
İki; Mart-Mayıs’ta 600-620 bin ton ilk rekolte tahmini yapanları hainlikle suçlayıp, “Temmuz çotanak sayımı en doğrusudur, bekleyin” diyenlerin istediği olmuştur. Ama ortaya çıkan doğru, onlara göre yanlış olduğu için, bildiklerini okumayı sürdürmenin peşine düşmüşlerdir.
Üç; ilk tahminler sonrasında hava şartlarının iyi gitmesi, pandemi nedeniyle üreticilerin bahçelerine önceki yıllardan çok daha fazla girip fındığa hizmet etmeleri (sulayacak kadar) verim ve kaliteyi arttırıp açıklanan 665 bin tonluk rakamı oluşturmuştur.

Dört; 665 bin tonluk rekolteye “çooook” diye itiraz edenlerin bir kısmının hesabı kitabı 2020 ürününden daha çok 2019’dan birilerinin depolarında kalan stoklar üzerine yapılmıştır.
Beş; 2020’nin 665 bin tonu, 2019’dan da sarkacak 60-70 bin tonluk kısım ile Türkiye fındık ihracatını ve döviz girdisini arttırmayı sürdürecektir.
Altı; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklayacağı ifade edilen fiyat aşağı yukarı bellidir. Rekolte tahmininde yanılmadığımız gibi, fiyatta da üç aşağı beş yukarı yanılmayacağız sanıyorum.
Ezcümle; rekolte 665 bin ton olup, geçen yıldan stok devri olsa da üreticifındıktan kazançlı çıkacaktır.

Zarar edecek olanlar ise geçen yıl daha yüksek fiyattan alıp, stokladığı fındığı, hedeflediği 35-40 TL’lik (!) hesabın aksine düşük satmak zorunda kalanlar oluşturacaktır!
Sanki bugünkü doğruya itirazın ana kaynaklarından biri de budur gibi geliyor!