SON DAKİKA
SON DAKİKA


Türk Devlet Felsefesi
5.05.2020

Ülkemizde yeni rejim yolcularına(!) kısa bilgi notu sunmak isteriz.

23 Nisan 1920 tarihinde Yeni Türk Devleti kuruldu.

Devlet olmak düzgün işleyen anlamlı kurumlaşma demek olduğu için ilk iş olarak TBMM düşünülmüştü.

Ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ismini taşıyan Yürütme Organı oluşturuldu.

Dikkat buyurunuz!

Şahıs hükümeti değil!

Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti.

Bu hükümetin başkanına BAŞVEKİL denildi.

Başbakan değil.

Başvekil İsmet İnönü, Başvekil Celal Bayar, gibi.

Neden Başvekil denildi?

Milletin Aslı Milletin kendisiydi.

Mebuslara da Milletvekili denilmiştir.

Fakat, Milletvekillerinin hepsinden birden oluşan Meclis’in hükmü şahsiyeti bir bütün olarak milleti temsil ediyordu, kararı milletin kararıydı.

Zaten milletin adına İstiklal Savaşı’nı da o yürütmekteydi.

O halde,

TBMM milletin adına egemenlik ve karar alabilme (yasama) yetkisini kullanabilirdi.

İşte, İslam’ın emrettiği ŞURA da buydu.

Öyleyse kaçınılmaz bir şekilde Cumhuriyete gidilecekti.

Gidildi de.

Meclisin kurduğu hükümet de Asıl olan Milletin yetki verdiği Meclis’in adına yönetim yetkisine sahiptir, yani Vekildir.

Vekiller Heyeti’dir.

Onun için başında Başvekil vardır.

Bakanlık yapan şahsiyetlere de VEKİL denildi.

Maliye Vekili, Hariciye Vekili, gibi…

Başbakan ismi çok sonraları kullanılmaya başlandı.

Bakan sözü de aynı.

Yeni Türk Devleti’nin Millilik ve Egemenlik anlayışı budur.

*****

Bu yazı 3 Mayıs Pazar günü yazıldı.

3 MAYIS, TÜRKÇÜLER GÜNÜ’dür.

Türkçülük felsefesine sahip her vatan evladının gününden bahsediyorum.

Nedir bu Türkçülük felsefesi?

Türküm, Doğruyum, Çalışkanım.

Yasam Küçüklerimi Korumak, Büyüklerimi Saymak,

Yurdumu, Milletimi Özümden Çok Sevmektir.

Ülküm, Yükselmek, İleri Gitmektir.

Varlığım Türk Varlığına Armağan Olsun!

Diyerek okuduğumuz ANDIMIZ’dır.

Sorulacak soru şudur:

Ben bunu söyleyince Allah’ın hem bana verdiği hem de benden istediği çok ama çok şeyi, kısaca olmam gerekeni özetlemiş olmuyor muyum?

İslam’a aykırı neyi var?

Kaldı ki birçok söz ayet ifadesi değil midir?

Doğruluk, Çalışmak, Sevmek, Şehitlik dahil?

Terslik nerede?

Avrupa Birliği’ni kızdırmakta mı?

Hay aksilik, Avrupa Birliği’ne kızmayan da kalmadı!

Ne mutlu Türküm diyene!

Orucunu cennette açan yiğitlerin ruhu şad olsun!

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap