SON DAKİKA
SON DAKİKA


Bilgi Toplumuna mı Geçiyoruz?
12.07.2018

Bu konuya hiç girmeyecektim. Fakat Pazartesi günü televizyonda ciddi üzüntülerini ifade eden Sayın Tufan Türenç’i görünce Hürriyet gazetesindeki 5 Temmuz 2002 tarihli eski bir köşe yazısı aklıma geldi. Hürriyet gazetesinin o zamanki politikasını(!) bilenler ne demek istediğimi daha iyi anlarlar. Bu yazıda çok ciddi birkaç hata vardı. Demek ki insanlar her zaman doğru idrak sahibi olamıyorlar! Yazısının başlığı: Çözüm: MHP'siz ve Ecevit'siz formül. İnternet linki şöyle: http://www.hurriyet.com.tr/cozum-mhpsiz-ve-ecevitsiz-formul-82645 Ne diyelim, Türkiye’miz bu günlere tesadüfen gelmedi... *** Geçen hafta 1 Temmuz Kabotaj Bayramı’ndan bahsetmiştim. Bir arkadaşım hatırlattı. 1 Temmuz’da başka bir şeyler de olmuş. Mesela: 1 Temmuz 1878'de, Osmanlı Padişahı Sultan Abdülhamit, yıllık 92.799 sterlin, 11 şilin ve 3 peni karşılığında Kıbrıs adasını geçici olarak İngilizlere kiralamış. Sonra Kıbrıs'ı kaybettik... 1974 yılına kadar çok acı çektik. Kıbrıs bugün halen bizim değil, savaşla bir kısmını geri alabildik. Kıbrıs adası vatandır, karşılığı para olamaz ama hiç değilse(!) anlaşma yapılan kirayı olsun alabildik mi? Biz değil, kiralayan 31 yıl daha devam eden saltanatı boyunca hiç kira alabildi mi? Sanmıyorum.

Abdülhamit Han’ın torunuyum diye ortaya çıkıp Türkiye’mize hakaret eden sözde sultanlar acaba niye dedelerinin kira (veya satış!) parasının peşine düşmezler ki? 49 yıllığına kiralamak!! Ne demekse! Bugün hala yabancılara yüzlerce, belki de binlerce gayrimenkulumuz 49 yıllığına kiralanıyor. Ve biz, Kıbrıs’ı Rumlara vermek istemeyen mübarek insan, merhum milli kahraman RAUF DENKTAŞ’ı “çok milliyetçiysen git kendi ülkende konuş” diyerek Türkiye’den kovmadık mı? Kovanları alkışlamadık mı? İslam, insanoğluna “olduğu gibi görünmeyi” boşuna emretmedi elbette! Fakat, Kur’an’ın insanlara doğrudan hitap edeceği zaman sıklıkla “Ey akıl sahipleri” ifadesini kullanmasının temel bir öneme sahip olduğu da açıktır. İlahiyatçıların bu ve benzeri hususları anlatmaları gerekmez mi? "Hiç ibret alınmazsa tarih tekerrür eder" sözünü bilmeyen yoktur da anlayan kaç kişidir? Biz bu sözü “tarihi iyi öğrenip anlamayanlar mecburen tekrar yaşarlar” şeklinde ifade etmek istiyoruz. Aslında, tarihi bilmeyenler tarihteki mutlu edici olanları değil, ızdırap veren olayları mecburen tekrar yaşarlar. Niye mi böyle olur? Cahil toplumlar kendi iradeleriyle gelecek planı yapamazlar, bundan dolayı tarih tekrar eder. Buna rağmen yanlışın neden ve nerede olduğunu yine fark edemezler. Gelişmiş, aklı başında toplumlarda tarih yeniden yaşanmaz, onlar her şeyin yenisini yaşarlar. Çünkü milli hafızaları vardır, her an yeni ve iyi bir şey planlayabilirler. Bilgi, isteyerek, fakat ciddi emek vererek kazanılır. Onun normal insanların anlayabileceği bir açıklaması, anlamı, nesnelliği yani bir kavramı vardır. Cehalet olumsuzluktur, yokluktur, açıklanacak hiçbir yönü yoktur. Öyleyse idrak edilecek bir kavramı da yoktur. Cahil, İslam öncesi cehalet dönemini kötüler, al şu kitabı oku, şunları öğren deyince o benim başımı ağrıtıyor der. Ardından sadakayla yaşayıp mümin olduğunu zanneder. Eh, bunu niye mi yazdım? "Cehalet toplumunun yarın ne yaşayacağı tahmin edilemez", en azından "ülkede nelerin olamayacağı öngörülemez" diye düşünüyorum, galiba! Sahi ben bu yazıyı niye yazdım ki?

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap