Türkiye depremlerin yoğun yaşandığı bir coğrafyada yer alıyor. Ülkece ağır faturaları olacak bir deprem fırtınası yaşadık. İlk andan itibaren milletçe hepimiz sanki deprem olan bölgedeydik, sanki tüm ülke sallandı ve hepimizin içi yandı. Yaşananlar çok acıydı ve çocuk, genç, yaşlı herkesi ruhen çok derinden etkiledi.

     Bu süreçte herkes insani duygularla, gönüllü olarak kendince üzerine düşen görevleri elinden geldiği kadar, karınca kararınca yapmaya çalıştı ve yapmaya devam ediyor. Milletçe maddi manevi yaraları sarmaya çalışıyoruz.

     Yakınları, tanıdıkları olanlar ve gönüllü olarak halkımız, kurtarma çalışmaları için deprem bölgesine koştu. Gidemeyenler ilk andan itibaren yiyecek, giyecek, yakacak, barınma, çadır... gibi yardımlarla elinden geldiği kadar katkı sağladı, ulaştırdı. Maddi bağışlar, kan bağışları yapıldı.

     Milletimiz, halkımız, Devletimizin yükünü hafifletmeye çalışırken; Bu süreçte çalışan, koşuşturan, bir şeyler yapmaya çalışan insanlara müdahale etmeye çalışanları görmek gerçekten herkesi üzdü. Oysa herkesin tek derdi bir can daha kurtarabilir miyiz veya depremden kurtulanlara nasıl yardımcı olup hayatta kalmalarını sağlayabiliriz idi...

     Bu arada yalan ve abartılı haberlerle milletin moralini ve enerjisini tüketenlerde çok can sıkıcıydı. Her ne durumda olursa olsun; eleştirmek, yargılamak, önüne taş koymak, engellemek yanlış ve faydasız... Önemli olan önümüzdeki enkazı el birliğiyle nasıl kaldırabiliriz, maddi manevi yaralarımızı dayanışma içinde nasıl iyileştirebiliriz olmalıdır.

      İmdat çığlıkları ve feryatları arşı kaplamışken, herkes ben ne yapabilirim, nasıl katkıda bulunabilirim derdinde çırpınırken; fırsatçı istismarcıları ve milletin iyi niyetini suistimal edenleri, durumdan faydalananları görmekte çok üzücüydü.

     Ülkemizin bulunduğu coğrafyadan dolayı, depremi kabullenip, ülkemizde depremle yaşamayı öğrenmeliyiz. Çünkü deprem önlenemez bir doğa olayıdır. Afet ise deprem sonrası oluşan hasar ve sonuçlardır. Olası depremler için her zaman hazırlıklı olmamız gerektiğini ve birgün yine yüzleşeceğimizi asla unutmayın.

     Devam eden depremlerin, bu yaşadığımız sürecin nereye varacağını kimse kestiremiyor. Bu süreçte akıl, ruh ve beden sağlığımızı olabildiğince hasarsız bir şekilde korumalıyız. Şimdi milletçe her zamanki gibi kardeşliğin gereğini yapalım, elbirliğiyle yaşanan bu travmadan çıkmanın yollarını bulalım.