Geçtiğimiz günlerde Trabzon Ticaret ve Sanayi Odasının meclis toplantısına basın mensupları olarak özellikle aranılıp davet edildik. Zaman zaman önemli açıklamalarda bulunacak olanlar arayıp mutlaka gelin çağrısı yapar. Bu ilk değil sonda olmayacak. Bu duruma belediye meclislerinden, basın toplantılarından aşinayız. Trabzon Ticaret ve Sanayi Odasının meclis toplantısına bu davet üzerine sayısal olarak fazla medya mensubu katıldı.

Burada şöyle bir parantez açayım, odanın takip ettiğimiz toplantılarının yanı sıra mail yolu ile gönderilen basın bültenlerine yer verdiğimizden endişesi olana arşivlere göz atmasını öneririm.

Gelelim esas meseleye, toplantı salonunda basın kalabalığını gören ev sahibi TTSO yönetimi ve meclis üyeleri hem şaşırdı hem şaka yoluyla espriler yaptılar. Toplantı başladıktan itibaren Meclis Başkanı Şadan Eren’in şaka yoluyla da olsa basını iğnelemesi devam etti. Bu iğnelemelerin boyutunu meclis üyesi Ahmet Çebi’nin kürsüde dile getirdiği vahim iddialar neticesinde anlamış olduk. Doğal olarak bu vahim iddiaların basın önünde dile getiriliyor olması birilerini ister istemez zora sokacaktı.

Açıklamaların vahameti karşısında basın olarak orada olmamızın rahatsızlığı giderek artmıştı. Toplantının başından da sonuna kadar Meclis Başkanı Eren tarafından şaka yoluyla da olsa bir kere hedef gösterilmiştik. Sanki bugüne kadar hiç TTSO’nun haberlerine yer vermemiş, projelerine destek olmamış, yaptığımız haberlerde otorite kabul edip görüşlerini kullanmamış gibi lanse edildik. Önce Eren sonra Meclis Üyesi Ali Uzunali basın mensuplarına “Tartışmadan dolayı geldiniz yoksa toplantıları takip etmiyorsunuz. Trabzon için o kadar güzel işler yapıyoruz, onlara destek olun, böyle tartışmaların ardına düşmeyin” gibi sözlerle eleştiri getirmeleri o anki psikolojilerinin yansıması olmuştur. Biliyorum ki ‘arif olana tarif gerekmez.’ Bugüne kadar yaptığımız haberler bilinmeyip bu şekilde konuşuluyorsa zaten açıklamaya gerek duymuyorum.

Dönelim mevzuya ortada o kadar vahim iddialar varken, işin erbapları toplantıda dile getirilen iddiaları manipüle etmek adına biranda toplantıyı takip eden gazetecileri hedef gösterdi. Hedef gösterilen basın ile hedef gösterenler arasında hoş olmayan tartışmalar yaşandı. Meclis Başkanı Şadan Eren’in odanın üyelerine yapması gereken tüzüğü okuma önerisini basına yapması sanırım içinde bulunduğu psikolojinin dışa vurumu oldu.

Eren’e, “Ben hangi komitenin üyesiyim? Eğer bende komite ya da meclis üyesi isem zaten konuşmamda sakınca yok, benimde söz hakkım var. Yok ben meclis üyesi ya da komite üyesi değilsem o zaman tüzüğü ben değil sizler bir daha baştan okuyun ve farkına varın ki söz hakkı olmayanlara karşı cevap hakkı doğuracak şekilde ithamlarda bulunmayın. Hedef gösterip had bildirmede gösterdiğiniz özveriyi ev sahibi olarak yapmakta da sergileseydiniz” hatırlatması yapmak isterim.

10 yıllık meslek hayatımda paydaşım olan herkes iyisiyle kötüsüyle iz bıraktı. Başkan Eren’de rencide eden had bildirmesiyle anılarım içinde yerini almış oldu.

Anlaşılan o ki ufukta seçim var. Rakip kuvvetli, iddialar ciddi, eleştirilen basın…