Merhabalar. Ekonomik anlamda her şey almış başını gitmiş.
Çarşı pazar ateş topuna dönmüş durumda. İşi fırsata çevirip ederinden fazla
fiyatla vatandaşı kandırmaya çalışanda var, her şeye rağmen vicdanıyla hareket
edip oluruyla hareket eden de var, kelime oyunlarıyla vatandaşın aklını
karıştıran da var.
Vatandaş ekonomi girdabı içinde bir o yana bir bu yana
savrulurken her şeyin fiyatı her geçen gün daha da artarak bel bükmeye devam
ediyor. Bu artış karşısında asgari ücret tartışıladursun biz yaşadıklarımıza
bakalım.
Doğal gaz faturalarına değinmek istiyorum. Bu doğal gaz
şirketleri ne yapmak istiyor anlamak mümkün değil. Vatandaşa aylık fatura
külfetli geleceğinden faturaları belirli bir periyoda bağlı kalmaksızın
gelişigüzel kesmeye başladılar.
Misal birebir şahit olduğum bir fatura örneği vermek istiyorum.
15 günlük kesilen bir doğal gaz faturasının ardından 3 gün sonra yeniden 3
günlük fatura kesimi yapıldı. Bunu anlamak mümkün değil. Her fatura
kesildiğinde sayaç okuma bedelini de üstüne koyduğunuz da ayda en az 2 sefer
sayaç okuma bedelini haybeden ödemiş oluyorsunuz.
Ayda kaç sefer fatura ödediği belli olmayan vatandaş, sayaç
okuma bedeliyle de her seferinde havanda su dövüyor. Bu nasıl vicdan, bu nasıl
kurumsal kimlik, bu ne başıboş mevzuatsızlık? Bir fatura ayda bir kez kesilir,
hakkın değil ama hadi kılıfına uydurup sayaç okuma bedeli gibi haksız kazanç
kalemini de bir kez alırsın! Bu ne böyle? İyi o zaman haftada bir vatandaşa
fatura kesin her seferinde haksız kazanç elde edin. Sanki faturalar çok makul
fiyatta geliyormuş gibi bir de oradan çarpın bizi!
Balık baştan kokmuş, olmuyor, gitmiyor, ne dersen, ne
yazarsan kar etmiyor… Her yerde başına buyruk adaletsiz adalet hakim olmuş,
vatandaş bu düzen altında ezildikçe eziliyor. Topyekun ‘yeter artık’ diye
bağırsan ne fayda?
Yine de bir gün her şeyin güzel olacağına dair umudum var…
Ne diyordu Yaşar Kemal;
“Dünyanın ucunda bir gül açmış, efil efil esen yele merhaba.
Karanlığın sonu bir ulu şafak, sarp kayadan geçen yele merhaba.”