Merhabalar. Bildiğiniz üzere asgari ücret açıklandı. Açıklanan rakam 8 bin 506 TL. Öncelikle vatana millete hayırlı uğurlu olsun. Umarız bu rakam çalışanın yüzünü güldürürken işverenin de belini bükmez. Bu anlamda işveren açısından da bir adım atılarak kolaylıklar sağlanmalı ki işçi kıyımı olmasın. İşçiye verip, işverene kolaylık sağlamazsan sistemin çarkı bozulur. O nedenle üretimin devamlılığı esas alınmalıdır.

Gelelim asgari ücretin açıklanmasının ardından yaşananlara… 8 bin 506 TL vatandaşın cebine girmeden daha fırsatçılar iş başı yaptı. Market etiketleri 40-50 TL arttı. Bir taraftan enflasyon, bir taraftan enflasyonu bahane ederek katbekat artırıma giden esnaf derken 8 bin 506 TL’nin esamesi  okunmaz hale geldi.

Ne olacak bu ekonomik girdap, ne yapacağız, nasıl kurtulacağız, fiyatlar daha da artarsa millet çareyi nerede arasın? Çiftçi, işçi, emekli bu dar boğazda inanılmaz bir mücadele veriyor. Bu mücadeleye topyekun omuz vermek gerekir. Yoksa birçoğumuz açlığa ve yokluğa mahkum bir hayat sürmeye devam edecek.

Çare yeninden üretmekte, üretirken hak ettiğin karşılığı almakta, aldığın karşılıkla alım gücü refah bir hayat sürmekten geçiyor. Kimse toprağından vazgeçmesin, eksin, biçsin, ürününü toplasın, üretsin bilelim ki er ya da geç ancak bu şekilde kalkınacağız.

Tamam ekonomi kötü, tamam bazı şeyler çok yanlış, tamam bazı noktalar inanılmaz adaletsiz, tamam bazı kişiler tahammül edilemeyecek kadar liyakatsiz ama içimizdeki tembeller ne olacak? Onlara hiçbir kelamımız olmayacak mı? Toplumun bir kesimi var ki inanılmaz tembel, sebat etmek nedir, mücadele nedir, hak aramak nedir, üretmek nedir bilmiyor. Armut piş ağzıma düş mantalitesi ile öylece parazit gibi yaşıyor.

Oturduğun yerden asgari ücreti eleştir, işveren işçi çıkardı diye onu eleştir, sistem saçma diye sisteme saydır, eee sonra adama sormazlar mı ‘sen bu mücadelenin neresindesin’ diye. Sen eleştirmekten başka hiçbir işe yaramayan boş beleş bir insansın.

Üretmeyenin söz hakkı yoktur, üretirsen konuşursun. Yani harmanda izi olmayanın sofrada da yüzü olmasın bir zahmet.

Üretelim, üretmek için yola çıkana yol açalım, üretilene maddi olarak hakkını verelim, toprağımız kurumasın, yüzler solmasın, ülkemiz çalışkanlığıyla çağ atlasın.