Merhabalar. Güzel ülkem zor günler geçiriyor. Sokak
röportajlarına bir bakın, ağzını açan gözünü yumuyor. Önceden hükümet aleyhine
konuşursam başıma bir iş gelir korkusuyla konuşmayan vatandaşa yeter ki
mikrofon uzat. Neler söylüyor neler… Ekonomik pahalılık alıp başını gittikçe
vatandaş freni patlamış kamyon gibi önüne geleni toz duman ediyor. Merhum
başbakan Süleyman Demirel’in “Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur” sözü
tam da vatandaşın isyanının özeti.
Hal böyle iken bütün siyasi partilerin dilinde bir erken
seçim dolanıyor. Muhalefet ‘erken seçim’ diyor, İktidar ‘vakti gelince’ diyor.
Sonucu her birlikte bekleyip göreceğiz. Bu süreçte yaşanan gelişmelere yerelden
ulusala bakmak gerekirse iki farklı tablo önümüze çıkıyor. Erken seçime çok
erkenden yatırım yapmaya başlamış şehir şehir gezen, helallik isteyen bir
muhalefet var. İktidar kanadı ise toplu açılışlar üzerinden klasik siyasi
propagandasını sürdürmektedir.
Cihan Tuğal’ın ‘Pasif Devrim’ isimli bir kitabı var. Gayet
yalın ve anlaşılır bir dille AK Parti’nin kuruluş, gelişim ve yükseliş sürecini
anlatır. Mutlaka bir göz atın. Kitaptan hareketle şunları söylemek isterim;
Devrim diye tasvir edilenin, AK Parti’nin siyaseti burjuvanın elinden alıp
gecekondu mahallelere kadar götürüp, daha önce hiç kapısı çalınmamış öteye itilmiş
garibanı hatırlaması olduğunu belirtir. Bu çıkarıma sonuna katılıyorum.
Rahmetli Bülent Ecevit’in siyasi bir tabirle ‘merkez çevre’ açılımı ile CHP’ye
kazandırdığı ivmeyi AK Parti kurulduğu günlerde daha da ileriye taşıyarak
ulaşamadığı çevre bırakmamıştır. Siyaset belirli bir zümreden alınıp halka
açılmıştır. Merkez çevre açılımı bu bağlamda hayat bulmuştur. Tabi bu
yazdıklarım AK Parti’nin kurulduğu, gelişim ve yükseliş gösterdiği zamanlardaki
başarısıdır.
Peki ya şimdi nasıl bir AK Parti var önümüzde? Geçmiş
günlerine dönebilmek için çağrı üstüne çağrı yapan bir AK Parti ile karşı
karşıyayız. AK Parti’nin kan kaybetmesinin en temel unsuru kendisine başarı
getiren merkez çevre açılımını tam tersine döndürmesinden kaynaklanmaktadır.
Artık çevre yok sadece merkez var. Her şey bu merkez etrafında dönüyor.
İhaleler, atamalar gibi gibi… Ne oldu şimdi onca yılın emeğine, yandı gülüm keten
helva. Zamanında kapısını çalıp, gönlüne girip oy istediğin gariban ‘hakkım
yendi’ diye bas bas bağırıyor. Artık ne kadar geçmiş ayarlarınıza
dönebilirsiniz bilmiyorum ama yeniden burjuvalaştırdığınız siyasette, yola
çıktığınız o ruhu kaybettiğiniz kesin.
Velhasılıkelam tüm siyasi partilere başarılar dilerim. İyi
olan kazansın.
Bir not; Geçmiş dönem Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı
Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu’nun Trabzon’a kazandırdığı Botanik Park bir harika.
Mutlaka gidin. Açılışından sonra ikinci kez gitme fırsatı bulduğum park;
görseliyle, hizmetiyle tam bir keyif şöleni. Sayın Gümrükçüoğlu’na şehre böyle
güzel bir alan kazandırdığı için teşekkürlerimi sunmak isterim.