Merhabalar. Trabzon’da bir avuç sahile göz dikenleri hatırlarsınız. Akçaabat’ta elimize kalan nadir yüzme alanına, dolguyla yol yapmayı kafalarına koymuştular. Durup dururken ortaya çıkıverdiler ve olanca güçleriyle deniz dolgusu için bastırıp, bütün haykırışlara kulak tıkadılar. Takdire şayan bir şekilde şehirde siyasi parti ayırt etmeksizin herkes ya kapalı kapılar ardından ya da meclis ortasında yüksek sesle ifade ediyor; deniz dolgusunu istemiyor ama ihaleci iradenin gözünü hırs bürümüş bir kere. Umurunda mı Trabzon’un geleceği? Onun için önemli olan rantı ve cebinin ne kadar dolduğudur.

Yahu kim bu ihaleci iradeyi ‘dur’ diyecek diye debelenirken Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu son noktayı koydu: “Bu mevzu kapanmıştır, Trabzon halkı istemiyorsa bizde yapmayız” dedi. Teşekkürler Sayın Bakanım. Teşekkürler Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu. Ey sevgili rantçı ihaleci güruh sana gelince istersen bir daha, bir daha oku, belki anlarsın. Trabzon halkı mutlu fakat ihalecilerin gözü yaşlı. Mendili olan arkadaşlara bir zahmet uzatsın ne de olsa hevesleri kursaklarında kaldı.

Gerçekten bu doyumsuzluğu anlamakta güçlük çekiyorum. Rahmetli babaannem her işe el uzatıp sonrada mahfedenler için derdi ‘batırmadığı ocak başı yok.’ Ülkeye düşman bir zihniyet var ve hizmet adı altında cebine parayı doldurup, el uzattığı her şeyi ama her şeyi batırıp bırakıyor. Ne diyeyim gözünüzü dolgu yaptığınız toprak doyursun.

İhsan Eliaçık ‘Sosyal İslam’ adlı kitabında ‘Hırsız Kimdir’ başlığıyla dile getirdiği satırlarda şu ifadelere yer veriyor: “Kur’an hırsızlık kelimesini 6 yerde kullanır. Bunların hiçbirinde de ‘zenginin malını çalan yoksul’ vurgusunu göremeyiz. Yani hitap ihtiyacını bile karşılayamayan yoksullara değil; ihtiyaç fazlası içinde yüzen zenginleredir.”

Sağlıcakla kalın.