Merhabalar. Birileri sürekli
konuşuyor, birileri de konuşanları hem dinliyor hem izliyor; içlerine su
serpiliyor. Sonra bir heves markete,
bakkala, pazara, manava, kasaba gidiyor. İşte o zaman konuşan birilerinin
çizdiği tozpembe tablonun gerçek olmadığını cebindeki paranın hiçbir ürüne
yetmediğini, askıda ekmek uygulamasının yayıldığını görünce anlıyor.
Vatandaş nerede bu
devlet! dese de artık umudu kendisinde arıyor. Nasıl mı? Sosyal medyada
örgütlenip sosyal yardımlaşma kampanyaları düzenleyerek. Bir bebek mi hasta,
vatandaş para topluyor, birinin evi mi yandı, vatandaş para topluyor, bir çocuk
ilaç mı alamadı, vatandaş para topluyor, deprem mi oldu, vatandaş para
topluyor, sel mi oldu, vatandaş para topluyor, gariban bir aile mi var,
vatandaş para topluyor. Yahu ben bu şehirde (Trabzon’da) mahallesine yol yapmak
için para toplayan mahalleli bile gördüm...
Devletin yapamadığı
babalığı vatandaş yapınca devlette başı dara düşünce iban veriyor zaten. Vatandaş
devletin yetemediği yerde de para toplayıp, devletine emanet ediyor. Emanete
hıyanet olmaz diyor, benden aldığını, benden daha ihtiyaçlı olan düşmüş komşuma
ver diyor. Tabi biz verildiğine inanıyoruz öyle inanmak istiyoruz. Mesela
KIZILAY’a verilen yardım kolilerinin pazarda satılmasına münferit bir olay
diyoruz. KIZILAY-Ensar Vakfı bağış bilinmezi ve vergi muafiyeti gibi konularda
asparagas, art niyetli söylemler olarak bakıyoruz.
Peki vatandaşın cebinde ne kaldı? Koca bir hiç. Uçan
ekonomimiz artık vatandaşın gözünü de kör etti. Şimdi de satın aldığımız her ürün
eskisinden daha küçük boyutlu geliyor gözümüze. Aynı parayı ödüyoruz ama
ekmeğimiz küçük. Bu bir göz yanılgısı
değilse bir ekmekle doymak mümkün değil…
Esnaf dertli, vatandaş darda… Geçtiğimiz günlerde Trabzon’da
cinnet geçiren bir esnaf komple dükkanını darmadağın etti. Çünkü mülk sahibi
kirasını istedi. Esnaf ne kazanmıştı ki kira ödeyecekti. İşte o çaresizlikle
yıktı, döktü. Kepenk kapatan esnafın çaresizliği ise bir başka feryad olarak
yankılanıyor. 2001 krizinde dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’e yazar kasa
fırlatan Ahmet Çakmaklar ne ilk ne de son olacak. 2021 Türkiye’sinde vatandaş artık cinnetin eşiğinde.
Birileri ele talkın verirken kendileri salkımı yutuyor.
Hesapta alim, özünde hain çok. Ne diyelim bu da gelir bu da geçer yahu, biz
neleri atlattık ülkece…