Merhabalar. Ülke olarak yine zor bir sınav veriyoruz. Bu
sefer sınavın adresi Amasra Bartın. 41 canımız maden ocağındaki patlamada
yaşamını yitirdi. 41 maden şehidi için tüm ülke gözyaşı döktük. Elbette her
zaman olduğu gibi ateş düştüğü yeri yakmaya devam edecek.
Vefat edenlerin geride kalan aileleri ömür boyu bu acıyla
yaşayacaklar. Devlet büyüklerimiz elbette bu ailelere maddi manevi destek
olacaktır. Fakat biliyoruz ki hiçbir destek o canlarımızı geri getirmeyecek,
ailelerin acılarını hafifletmeyecek.
Ölen şehitlerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine baş
sağlığı, yaralı kurtulan işçilere ise geçmiş olsun dileklerimi canı gönülden
iletiyorum.
Yaşanan bu acı sonrası ortaya bir Sayıştay Raporu çıktı.
Sonra Sayıştay tarafından raporun doğru olmadığı açıklandı. Bahse konu olan
raporda ‘maden ocağının patlama riski olduğundan söz edilmiş.’ Fakat böyle bir
raporun olmadığı Sayıştay tarafından anında yalanlandı.
Ortada çok büyük acılar varken, acılardan nemalanmak çok
büyük terbiyesizlik olmakla birlikte eğer gerçekten böyle bir rapor var olup ta
yalanlanmışsa da bu da çok büyük vebal. Böyle konularda dikkatli ve hassas
olmak gerekir. Acısı olan insanlar ‘neden’ sorusuna cevap ararken ortaya doğru
olmayan bir iddia atmak o insanları daha fazla kahreder.
***
Ülke olarak iş güvenliğinin önemini anlamakta çok geri
olduğumuz için haliyle başımıza gelen felaketlerde birilerini suçlu olması çok
normal. Bunu daha önce yaşanan birçok olayda gördük. Soma Faciası bunun en açık
örneğidir. 301 kişinin vebali hala ağır bir yük olarak hesaplaşmayı bekliyor.
Şimdi bekleyip göreceğiz, soruşturma tamamlansın. Bartın’da
ki patlamanın arkasındaki gerçekler ne hep birlikte öğreneceğiz. Ama bu süreçte
sansasyon yaratıp, gerçek dışı bilgilerle kamuoyuna yanıltmak ve acıyı deşmek
olmaz. İnsanlığa yakışmaz.