Trabzonspor’un ilk resmi müsabakasının analizini yaptığımız
zaman;
1-Takım henüz hazır değil. Maksimum performansına dördüncü
hafta ancak ulaşabilir. İlk yarı Trabzonspor’un etkili ve üstün olamayışının en
büyük nedeni, orta sahada Sosa, Obi Mikel ve Abdülkadir Parmak’ın çok top
kaybetmeleriydi. Rakibe de yeterince baskı ve pres yapamadılar. Takımın
yapacağı etkili hücumlarda bir türlü takımı tempolu ve hızlı hücuma
kaldıramadılar.
2- Abdülkadir Ömür’ün çok geri gelmesi, kaleye çok uzak
oynaması ve sağ açık gibi sağ önde oynaması onun gibi yetenekli ve yaratıcı bir
oyuncunun takıma katkısını kısıtladı. Abdülkadir Ömür mutlaka merkezde kaleye
yakın (Fenerbahçe’deki Alex gibi, Beşiktaş’taki Talisca gibi) santrforun
arkasında hem oyun kurucu hem de gizli bir santrfor gibi oynamalı.
3-Ekuban asla direkt santrfor olamaz. Takım çift forvete
geçtiği zaman ikinci santrfor olarak oynar. Veya sağ önde sağ açık pozisyonunda
kendine yer bulabilir. Ekuban’ın santrfor olduğu sürece Trabzonspor’un rakip
ceza sahasında çok etkili olacağı düşünülemez ve bu görülmektedir. Ama atmış
olduğu gol de dünyada sınırlı sayıda futbolcunun atabileceği güzellikte bir
goldü. Tebrik etmek gerekiyor.
4-Kaleci Uğurcan, Hüseyin ve tüm defans istenilen
performansı henüz yakalayamadı. Yapmış oldukları bireysel hatalarla rakibe çok
pozisyon verdiler. Prag’ın gol bulmasına neden oldular. Mutlaka daha az hata
ile sahada oynamalılar. Alan markajı ve adam markajı ve kademelerde hatasız
oynamalılar.
5-Ünal hoca oyuna yapmış olduğu müdahaleler ve oyuncu
değişiklikleri ile takımın sahadan başarılı bir şekilde ayrılmasını sağladı.
Abdülkadir Ömür’ü merkeze çekip gerçek bir santrfor Sörloth’u oyuna sokarak
takımın rakip sahada çok iyi bir sonuç almasını sağladı. Bir hocanın bir
müsabakayı nasıl çevirebileceğini de göstermiş oldu. Alınan beraberlik takım
için büyük avantajdır. Başta Ünal Karaman olmak üzere oyuncuları kutluyorum.