İlk yarı pas geçebiliriz; iki takım da bize çok bir şey
izlettirmedi. İhsan Derelioğlu ve Şenol Güneş, kontrollü oyunu tercih ederek
başladılar ve genelde sıkıcı bir ilk yarı izledik. Bu devrede iki takım da
golden çok rakibi kontrol etti.
İkinci yarı her şey değişti. Trabzonspor defansı öne doğru
çıkardı. Trezequet’i de oyuna alarak tamamen Beşiktaş yarı alanına yerleşti.
İki kanat beki, Larsen ve Eren’in etkisiz oyunları Trabzonspor’un kanatlarını
çalışamaz duruma getiriyor. Bir takımın rakip ceza alanında etkili olması
kanatlara bağlı. Kanatların ön ve arkasındaki oyuncuların performansı takımın
kaderini etkiliyor.
Bu handikaplara rağmen, Trabzonspor özellikle 70’den sonra
oyunu istediği gibi yönlendirdi. Markovic, Trezequet, Hüseyin maçın iyileri arasındaydı. En iyisi Uğurcan
ve Mert’ti. Trabzonspor altı pastan öyle goller kaçırdı ki, 2 ya da 3 gol
bulabilirlerdi. Aynı şekilde Beşiktaş’ta Redmont’un bir şutu var ki Uğurcan
inanılmaz çıkardı, maçın kırılma anı oldu. Ve devamında çizgiden çıkan kafa topu,
Trabzonspor kalesindeki en tehlikeli anlardı.
Özetle bordo mavili ekip, akan, tempolu futbol oynadı. Som
haftalardaki ölü toprağını üzerinden attı. Eğer başka bir teknik adamla
çıksaydı, “Gördünüz mü yeni hocanın etkisi” diyecekti herkes. Yıllardır Trabzonspor
altyapısının yükünü çeken İhsan Derelioğlu’nun Trabzonspor’u akıcı ve göze hoş
gelen bir oyunla Beşiktaş’a çok alan bırakmadı. Kazanamadı belki ama
kaybetmedi ve 1 puan kötü değil.
Oyunun ilk devresi Türkiye ligi, ikinci devresi İtalyan ligi
gibi oynandı. Kaleciler maçın sonucunu etkiledi. Ve iki kaleci de inanılmaz
kurtarışlara imza attı.