Klasik bir maç sonucundan daha büyük bir olay yaşadık. 6 gol yemek, 80’lere, 90’ların başına dönmek demek. Dünya Kupası grup elemelerine fırtına gibi giren A Milli Takımı ve Şenol Güneş’i herkes gibi biz de alkışladık. Olumlu olan her şeyi yazarken, olumsuz gördüğümüz durumları da kaleme aldık. 

O zaman şöyle bir durum vardı; Yahu siz bir şeyi de eleştirmeyin! Eleştirmiyorduk aslında. Söylemek istediğimiz, yarın öbür gün bir futbol faciasıyla karşılaşabiliriz; şaşırmayın.

O güne herkes şahit oldu. Hollanda ile deplasmandaki maç, kral çıplak dedirtti. Saha içi organizasyonu boş verin! Rakip size alan açmadı ki organizasyon yapabilesiniz.

Maçı değil, arka planını konuşmak lazım. Türkiye bu seviyelere nasıl indi? Ya da gerçekten seviye olarak çok mu abartıldı? Aslında Türkiye’deki hamaset her şeyi abarttığı gibi futbolda gelinen noktayı da devasa gösterdi. Fransa, İtalya, İngiltere, Almanya ve İspanya gibi lejyoner ülkelerdeki oyunculara bakıp, ‘Türk futbolu aşmış ya’ dedi herkes.

Oysa aşılan bir şey yok. Edirne’yi geçmişiz ama o kadar işte. Hollanda maçı bize bazı yanlışlarımızı göstermesi açısından doğru sonuçlar verecektir. Yazmak istemiyorum ama 6-1’lik hezimet Türk futbolunun iflasıdır. Eğer siz, oyuncu yetiştirme, antrenör geliştirme işlerini unutup, 24 yabancı istiyoruz diye dünyayı ayağa kaldırırsanız, işte duvara toslarsınız.

Siz bir antrenörü yetiştirmek için Avrupa’ya göndermezseniz bu sonuçlarla daha çok karşılaşırsınız. Hollanda hezimetini salt Şenol Güneş üzerinden okuyanlar, kendilerine göre haklı olsalar da doğrusu o değil.

Yapısal sorunlarınızı, organizasyonlarınızı yeniden gözden geçirmezseniz hep suçlu bir Güneş arayacaksınız. Herkesin Şenol Güneş’i istifaya davet ettiği ortamda ben bunun kasıtlı bir iş olduğunu düşünenlerdenim. Türk futbolundaki tüm günahları bir teknik adama fatura edip bu işin içinden çıkamazsınız. Yanlış olur. 

Şenol hoca eleştirilmez mi? Eleştirdik. Mesela oyuncu havuzu konusunda çok yanlışları var. Böyle üst seviye maçlara, sağdan ve soldan say aynı isimlerle gidilmez. Milli Takım, kulüp takımı değildir. Kulüplerde bazı oyuncuları kesemezsin; yerleri garantidir. A Milli Takım yerini garanti gören oyuncularla dolu. İkinci konu, teknik ekip. Siz belli bir yaşa gelmişsiniz. Düşünme melekeleriniz zayıflayabilir. Sizin teknik ekibiniz o kadar cevval olacak ki, eksiklerinizi kapatacak. Şenol Güneş tek başına, yalnız bir adam. Onu doğru isimleri tespit etmesi noktasında yönlendirecek bir yardımcısı maalesef yok.

Şöyle kara bir gecenin faturasını sadece bir teknik adama çıkartıp, bak suçlu o dersek ve futbolumuzun yapısal sorunlarını görmezsek, bir yarım asır daha, kaybederiz.