Kendi içinde duygusal anlamları olan bir akşamdı. Spor ve ötesi hislerle Türkiye ekrana kilitlendi. Trabzonspor, herkes için sahaya çıktı ve 1-0 da olsa kazandı. 

Maçın ilk ve ikinci devresindeki Trabzonspor, kontrollü oyunu tercih etti. Her iki devrede de atak oyunu isteyen takım, sadece 1 golde kaldı. Gomez’in ofsayt golünde az geriden çıksa, Trabzonspor ikinci maça avantajlı gidecektir. 

Trabzonspor gol için her iki kanadı da denedi. Eren-Trezequet yer değişimi ve Eren’in çıkışları gözümüzü okşadı. Bu tür kanat oyuncularının gol yeteneğinin de olması lazım.

Larsen vasat bir oyuncu ama attığı golde tam bir Avrupalı gibiydi. Ceza alanı civarına düşen ikinci toplar, size her zaman avantaj sağlar. İki santraforlu oynanan sistemde takımlar golü bu ikinci toplardan bulurlar. Larsen’in oraya koşusu ve vuruşu, ayakta alkışlanır. İyi takip etmiş. Acaba sağ bek değil de, sol açık mı oynasa ve rakip ceza sahasına yakın mı dursa?

Trabzonspor golü bulduktan sonra da başka golleri düşündü. Rakibi uzun topları denedi. Özellikle ilk devrede net 1-2 pozisyon ürettiler. İkinci devrede nispeten kalenin uzağında kaldılar.

Maçın fotoğrafına baktığımızda Trabzonspor İsviçre’ye 2 ve üzeri farkla gidebilseydi, tur tamam diyebilirdik. 1-0 ile tur ortada. Rakip dişli, sizi ezecek bir takım değil. Orada maça sürpriz bir golle başlayan takım turu alır gelir.

Maçın anlamı, deprem. Geliri deprem felaketi için harcanacak. Yaralar bunun için sarılacak. Ülkenin bir tarafı yıkılmışken, 500 kilometre yukarısında bir futbol maçına çıkmak futbolcular için de zor. Trabzonspor takımını tebrik etmek lazım.

Bir tebrik de Ağaoğlu’na. TFF Başkanı ve kulüp başkanlarını maça davet ederek gerçek bir Türkiye fotoğrafı verdi.  

Yaşanan duygulardan dolayı 1 golden fazlasını yaşadık. Bize bunu yaşatan Trabzonspor’a teşekkür ederiz.