Bu sezon, yaş çay taban fiyatı ÇAYKUR tarafından 3.27 TL olarak açıklanmıştı.

Çayı bin türlü çileyle toplayan veya toplatan üretici, az da olsa umutlanmıştı çayını özel sektöre düşük fiyata satmayacak diye.

Ancak daha bir hafta geçmeden ÇAYKUR, kapasitesinin üzerinde çay aldığından dolayı kontenjan uygulamasına gideceğini açıklaması üzerine üreticinin hevesi kursağında kaldı.

Tiyatro oyunları oynanmaya başladı bile.

Bunu fırsat bilen bazı özel sektör temsilcileri, çayı 2.70 TL’den alacağını açıkladı.

Evet özel sektörde bizim, onların da ayakta kalması lazım, hem ülke ekonomisine hem de istihdama katkı vermeleri gerek.

Kimse özel sektörün düşmanı değil, zarar etmelerini de kimse istemez.

Ancak fırsat ellerine geçtiği an üreticinin tepesine binmeleri de kabul edilebilir bir durum değil.

‘Nasıl olsa fırsat elimize geçti’ deyip emekçilerin alın terini ucuza getirmeye çalışmak kimseye hayır getirmez.

Hem bu dünyada hem de ahirette. Belki ‘kar yapalım’ derken zarar ediyorsunuzdur ama farkında değilsinizdir.

Artık çay müstahsili her yıl oynanan oyunların farkında ama yapacak bir şeyi yok.

Eli mahkum. Ya çayını size satacak ya da denize dökecek. Emekleri boşa gitmemesi için mecburen size satmak zorunda kalıyor.

Şimdi özel sektör temsilcilerine sormak isterim. Eğer ÇAYKUR, kontenjan uygulamayacağını açıklamasıydı yine yaş çayı 2.70 TL’den alacağınızı açıklayacak mıydınız?

Cevabı ben vereyim isterseniz, hiç sanmıyorum.

Aksini söylemek için saf olmak gerekir.

Hani derler ya balık baştan kokar diye.

Çay kanunu çıkmadıktan sonra yüz binlerce çay üreticisinin alın teri çok daha ucuza gidecek.

Lütfen elinizi vicdanınıza koyarak hareket edin. Cüzdanınız, vicdanınızın önüne geçmesin.

Bu salgından ötürü aşırı derecede bunalan vatandaşlara sırtına bir yük de siz koymayın.

Biraz daha sağduyulu davranarak düşük fiyata çay almayın.

Kurnazlık yapmaya devam ederseniz bu üreticinin ahı bir gün tutar sizi.

Ama bugün ama yarın. Benden söylemesi…

ALTTA KALANIN CANI MI ÇIKSIN?

Dertleri saymakla bitmiyor. Koronavirüs salgınından ötürü durdurulan Rize-Trabzon seferleri yeniden başlatılmış. Vatandaşlar ve çalışanlar sevinsin mi üzülsün mü açıkçası bilemedik.

Rize-Trabzon arası 16 TL olan yol ücreti 9 TL’lik zam ile 25 TL’ye çıkarılmış. Günde 8 yolcu taşıyacaklar.

El insaf artık. Bu zammı duyunca insanın ‘keşke seferler başlatılmasıydı’ diyesi geliyor.

Nasıl demesin ki. Ufak bir hesap yapalım. Asgari ücretli çalışan bir işçiyi düşünelim.

Rize’den Trabzon’a veya Trabzon’dan Rize’ye haftanın 6 günü gelip gittiğini düşünelim.

Günlük gidiş geliş 50 TL’ye mal olacak. Aylık ise bin 200 TL.

Kazandığının yarısı yollarda gidecek. Bu nasıl iştir? Belki dolmuşçu esnafımız da haklı. Ama bu kadarı da fazla değil mi?

Sırf yolcu sayısı yarı yarıya düştü diye böyle de zam mı yapılır? Daha makul bir zam yapılamaz mıydı?

Her sektörde olduğu gibi sanki burada da salgın bahanesi ile fırsatçılık yapılıyor.

Vatandaşı düşünen kim? Bahane hazır zaten, herkes işin kolayını bulmuş, ‘zarar ediyoruz’ diye.

Altta kalanın canı çıksın misali vatandaşın sırtına bastıkça basılıyor. Buna da herkes göz yumuyor.

Ne diyelim Allah sonumuzu hayır etsin inşallah. Bu gidişat iyiye gidiş değil!