Rize'de geçtiğimiz ay yaşanan selde 6 kişi ölmüş 2 kişi ise kaybolmuştu. Ardından Artvin’de aşırı yağıştan ötürü taşkınlar oldu, burada da birçok bina ve konut yıkıldı.

Acımız daha taze iken Kastamonu, Sinop ve Bartın’da aynı felaketi yaşadık ve toplamda 78 vatandaşımızı daha kaybetmiştik.

Bu acı olayların ardından ortaya çıkan sonuç şu, hatalı yapılaşma ve dere yataklarının yerleşime açılması.

Peki gelinen noktada bu acı tecrübelerden ders aldık mı dersiniz? Hiç sanmıyorum.

Hala ısrarla bazı bölgelerde dere kenarlarında binalar, projeler yapılmaya devam ediyor.

Rize’nin merkez ve Çayeli ilçelerinde bulunan bazı taşınmazların selde zarar görmesi üzerine yapılaşma amacıyla acele kamulaştırma kararı verildi.

Ne yazık ki yapılaşmaya açılan bölgeler yine dere yatağı.

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası da haklı olarak “Yaşanan afetlerden ders almamakta ısrar eden anlayışı uyarıyoruz” diyerek tepkisini dile getirdi.

Sadece Rize’de mi dere yataklarında yapılaşmalar devam ediyor.

Trabzon’un Değirmendere mevkiinde de yine dere yatağında yeni terminal binası yapılması planlanıyor.

Belki de bölgemizde dere kenarlarında daha yüzlerce yapılması planlanan yapılaşmalar vardır.

Belki denilebilir ki dereler ıslah edilmiştir, gerekli hesaplar yapılmıştır.

Lakin dereler ıslah edilse de ne olur artık dere yataklarında imara izin vermeyelim.

Artık imar-iskan politikalarımızı değiştirelim.

Kötü tecrübelerimizden artık ders çıkaralım. Daha güvenli alanlarda dere yataklarından uzak arazilerde yapılaşmalar olsun.

Her yaşanan afetin ardından iklim değişikliğinin günah keçisi ilan edilmesinden artık vaz geçilmeli.

İklim değişikliği günümüzün bir gerçeği.

Biz sürekli bu iklim değişikliğini gündeme taşımaktansa bu gerçeğe göre tüm tedbirleri almalı, plan ve projeleri buna göre yapmak zorundayız.

Acı tecrübelerin ardından da ıslah edilmiş olsalar bile dere yataklarında da kesinlikle yapılaşmaya izin verilmemelidir. Göz yuman yerel idarecilere ise hak ettikleri ceza verilmelidir.

Afetler yaşandıktan, can ve mal kayıpları olduktan sonra konuşmanın ve birtakım bahanelerin arkasına sığınmakla olmuyor.

Acılar yaşanmadan tüm tedbirleri almak zorundayız, sonra Allah’a teslim olmalıyız.

Onun için de şimdiden taviz vermeden işe koyulmak gerekir.

Maliyet fazla diye işin kolayına kaçmayalım. Madem ki hiçbir şey insan hayatından daha değerli değil, bu söz lafta kalmasın icraata dökelim.

Bu arada konuyla ilgili olarak geçen hafta Rize’de 14 Temmuz’da sel ve heyelanlarda riskli binaların hasar tespiti yapıldı.

Dere yataklarında bulunan riskli binaların yıkılmasına karar verildi. Yıkımlara yakın zamanda başlanacak.

Kararlı duruşundan ötürü Rize Valisi Sayın Kemal Çeber’e ve ilgili tüm yetkililerimize de kamuoyu adına teşekkür ederim.