SON DAKİKA
SON DAKİKA


Öpeyim de geçsin
1.07.2023

Küçükken annelerimiz canımız yandığında, yaralandığımızda “öpeyim de geçsin “derdi.

Öpünce de sanki acı azalırdı. Öptükten, saçımızı okşadıktan ve gözyaşlarımızı sildikten sonra sanki acı yok olup giderdi.  Bilirdik ki annemiz bizi sarmalayan, kucaklayan ve koşulsuz sevenimizdi. Her düştüğümüzde annemize bakar, sevildiğimizi hissetmek ve teselli sözünü duymak isterdik.

Bugünde keşke canımız yandığında öpeyim de geçsin diyen birileri olsa.  Eğer varsa şanslısınız unutmayın!

O zaman işittiğimiz tüm kötü sözleri, kardeş, arkadaş, dost kazığının açtığı yaralar ne güzel hemen iyileşiverir.

Eğer hayatınızda bugün, yani büyüyüp birey olduğunuzda, sizi siz olduğunuz için seven, değiştirmeye çalışmayan, istediği kalıplara sokmayan, size kazık atmayan birileri varsa o zaman korkmayın incinmekten.

Öpeyim de geçsin önceden iksirken, bugünlerde, bazı insanların bizleri öpmesi ise, hayatın bizlere attığı kazıktan başka bir şey değildir.

Çocukluğumu izlerken adeta film çok kısa sürüyor. Ve cevapsız kalıyor. Oysa bu aramalarda ne çok ah var. Ne çok gülümseme var. Ne çok keşke var… Kısa da olsa.

Acaba diyorum kim daha çok severse, ömrü de o kadar uzar dense sevgi galip gelir mi?

Bence gelmez.

Çünkü yokluk dönemi başladı. Yani her şey var ama onlara ulaşmak çok zor.  Artık bir şeyleri karne ile alırsak hiç şaşmayın. O yüzden sevgi de karneyle alınamayacak ve satın alınamayacak kadar ulvi bir duygu olduğu için ömrü de uzatsa maalesef öpmeler de nafile, acının geçmesini beklemek de boşuna ve yarasız olur.

Sevginin bir rengi olsaydı, ne renk olurdu sizce?

Sarı mı, beyaz mı; yeşil mi…

Söyleyin bana farklı renkler yan yana gelmedikçe, gökkuşağı oluşur mu hiç?

O yüzden de sevginin bir rengi olsaydı, sanırım pembe olurdu. Eğer kalp çarpıyorsa, hayat devam ediyor demektir, sevgi de aynen tansiyonun yükselmesi gibi, yanaklarını pembeleştiren olurdu herhalde.

Hayatımız birilerinin kurguladığı bir biçimde sürüyor, bitmek bilmeyen bir bekleyiş maalesef herkesi birbirine düşürüyor.

Bizi ayakta tutan nedir biliyor musunuz? Varsa sevdikleriniz ve sizi sevenlerdir.

Bilirsiniz ki düştüğünüzde sizi öpüp, acınızı dindirecektir.

Sürekli koşuyoruz, yakalanmamak için, huzur için, umut için, başarı için, iş için, güç için…

Fakat o sevgi var ya, aslında hepsini bir anlık kovalayandır. Hepsinin üstesinden gelebilendir. Yeter ki sevmeyi bil. Yeter ki sevilmeyi bil.

İki buçuk yaşında ki dört bacaklı evimizin kızı CEKUbile, onu öpüp kokladığımızda, aniden gelen iç çekiş ile nefes alınca, adeta mutluluktan gülümsüyor gibi geliyor bize.Sevgi nadir olandır, insan herkesi, her şeyi sevemez. Sevgi karşınızdakini değerli kılan ve yaşamı da değerinde tutandır.

Sevgi, şefkat ve saygıdır. Maalesef isteğe bağlı da değildir. Sadece aniden oluverendir. Bazıları ise koşulsuz olandır çocuklarımızı sevmek gibi.

Öpeyim degeçsiniksirinin, içe ferahlık veren anısına diyorum ki, madeni altına çevirmekten bahsetmiyorum, sadece şefkat, saygı ve sevgiden bahsediyorum, hepsi bu. Üstelikte parasız. Satın alınamaz yani Euro’ya endeksli değil.

İnadına sevgide kalın.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap