SON DAKİKA
SON DAKİKA


Düğme
30.12.2023

Benjamin Button kızına yazdığı mektupta “Değişebilir ya da aynı kalabilirsin. Bu işin bir kuralı yok. Hayatımızı vezir de edebilir, rezilde edebiliriz. Umarım senin için mükemmel olur. Umarım seni şaşırtacak şeyler yaşarsın. Umarım hayata başka pencereden bakan, insanlarla tanışırsın. Umarım gurur duyduğun bir hayat yaşarsın. Ve umarım umutsuzluğa kapıldığında, yeniden başlayacak gücü bulursun”

Bu mektup, umutla yarınlara bakmayı ve umut etmeyi anlatıyor. Acaba diyorum, umut olmasaydı ne yapardı bu insanlık? İyi ki umut etmek, dolara endeksli bir şey değil.

Benjamin Button’ın dileğini ve umudunu, bende tüm Türkiye ve insanlık için diliyorum.

Umarım 2024 yılında, her şey güllük gülistanlık olur. Bir çoğunuz, ne saçmalıyorsunuz diyordur, biliyorum. Ama umut dedik ya, bırakın bu yazıda umut edelim.

 İnsanların dilediği her şeyi alabildiği, zamların olmadığı, herkese eşit hizmet sunulan, hastalıkların, son bulduğu, hastanelerde gerekli itibarın ve özenin yer aldığı, zenginin fakiri ezmediği, hakkın yenmeyeceği günlerin yaklaştığı, muasır medeniyetin çok yakın olduğu, gençlerin istediği işe sahip olacağı, vize alırken sorun yaşanmayacağı, Tür Lirasının Euro ile yarışacağı, sokaklarda korkmadan güvenle yürüyeceğimiz… bütün kötülükleri ve umutsuzluğu yok etmek için bir düğme olacak.

Haydi umut etmeye devam edelim. Ne demişler “UMUT FAKİRİN EKMEĞİ” Keşke kendimizi yanlış bir hikâyede bulduğumuzda, hemen o düğmeye basarak oradan kurtulma şansımız olsaydı. Ait hissetmediğimiz” böyle olmamalı” dediğimiz her ne varsa, oradan ayrılsak.

Gazeteci bir arkadaşım, bir esnafın duvarında yazan yazıyı söylemişti bana “Şerefle bitirilmesi gereken en asil görev hayattır. Bir lokma ekmek için şerefini çiğnetmeye, bir anlık eğlence için servetini tüketmeye, bir zamanlık mevki için el ayak öpmeye, insanları ezip geçmeye, günlük menfaatler için onurunu terk etmeye, bir kısım insanlara kızıp, tüm insanlara düşman olmaya değmez bu hayat”

Ne kadar mana içeriyor değil mi? Bir kullanımlık hayatımızı şerefimizle, şanımızla yaşamamız gerektiğini anlatan kısa bir not.

Ülkemizde yaşanan pişmanlıkların, son bulmasını istiyor ve diliyorum.

Özgür bir ülke diliyorum.

Siyasetin de gönül tadında olmasını ve insanların birbirinin üstüne basmadan demokratik siyaset yapmasını diliyorum.

Huzurlu bir Türkiye diliyorum.

Erdemli insanlık diliyorum.

Aklımızı ve inançlarımızı kimseye kiralamamaktır dileğim. Her zaman doğruların konuşulduğu bir insanlık istiyorum.

Yıllar gelip, geçiyor. Bizler büyüyoruz, hatta ölüyoruz. En çok neye üzülüyorum biliyor musunuz?

İnsanlığın hala savaşıyor olmasına. Çocukların ölüyor olmasına. Gençlerin mutsuz ve umutsuz olmasına, kötülüklerin ve kötülerin hala başrol olmasına.

Bu yazı çok uzar, ama bir yerlerde özü anlattıktan sonra, son vermek gerekir. Robin Sharma “Bizi birbirimize daha fazla bağlayan bir şey varsa, oda acılarımızı paylaşmaktır. Eğer dünyada ki bütün insanlar, yarım saat bir araya gelebilse ve yaşamları boyunca katlandıkları sıkıntıları birbiriyle paylaşabilselerdi, hepimiz arkadaş olurduk. Kimse düşman olmazdı, savaşlar olmazdı.”

Bu da çok mu ütopik oldu ne?

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap