SON DAKİKA
SON DAKİKA


Çok Bayramlar Göresiniz
25.06.2023

Keşke insanlar anlamsız bir şeylere yaslanıp zayıflayıp güçsüzleşeceğine, sadece kendine yaslanıp güçlenebilse. Kendi gölgesine sığınsa, kendi sevgisine inansa, aile dediği köklerine sarılabilse.

Artık hayatlarımız ne garip değil mi?

Hayatlarımızda sürekli gidenler var.  Yakalayamadıklarımız var. Umutsuzluklarımız var…

Ne oldu bize?

Nedir bu her şeyi yolcu etmeler?

Elimizde kala kala bir tek anılar kaldı. Şimdi o anıları düşünüyorum da keşke bu bayram, annem de babam dabizimle olsaydı.

Hafızalarımızdatazeliğini koruyan o kadar çok anı var ki, bu anıların bizleri etkileyenleri ise hafızamızdan silinmeyenlerdir.

Anılar, bizlerin izleridir. Ve bugüne gelmemizi sağlayan izlenimlerimizdir.

Geçmişi aralayıp, aradıklarımızdır. Dört gün sonra bayram, ama geleneksel kutlamalar bile artık anlamını yitirmiş.

Ben yazımı bir gün önceden hazırlayıp gönderiyordum. Günlerin, birbirini kovalaması ve yarışması esnasında, bende zaman kavramını unutmuşum. Sabah yazı işleri müdürümü arayıp “yazımı size saatkaça kadar iletmem gerekiyordu “diye sorduğumda “Havva Hanım saat İkiye kadar zamanınız var” dedi. Ne yazayım derken, bayram geliyor, bayrama dair bir şeyler yaz dedi iç sesim.

Oysa şöyle bir düşündüğümde, bayramları bile kurtaramadığımızı, kırdığımızı, küstürdüğümüzü gördüm.

Keşke hissettiğim her şeyde yanılmış olsam. Keşke bu bayram annem olsa, babam olsa. Annem öyle hiçbir şey hatırlamadan otursada varlığının gücü olsa. Güzel gülüşü, sevgi dolu sözleri olsa. Babamın aileyi toparlayıcı, ailenin reisi olmasının saygınlığı olsa. Belki her bayram yanlarında değildim, ama varlıkları ne büyük hazineymiş. Büyük olmaları ne büyük kıymetmiş.

Keşke dilektir, özlemdir, pişmanlıktır aslında.

Babamın kurban bayramı heyecanı ve sabırsızlığını hatırladım.

Beraber olduğumuz günlerde, aradığım kapılardan birinde, amcamla beraber kesilen kurbanda, ailenin o zamanlar en küçüğü olduğumdan, terazi görevim aklıma geldi.  Etler bölüştürülürken arkam dönük, (amcam ailenin en büyüğü olması sebebiyle) “Havva sağ mı sol mu”derdi, bende aklımdan geçen bir yönü söylerdim. Böylece etler taksim edilirdi.  Ama kantarın topuzunu hiç şaşmayanlardandım. Hey gidi günler.

O bayramlar, tarifsiz mutluluğun sebep olduğu, hiç kimseye açıklanamayacak kadar masalsı ve sanki bugünleri görünce ütopik gibi günlerdi.

Bugünlere baktığımda bir tek değişen “ben” değilim, her şey değişmiş. Hiçbir dilde tarif edilemeyen “gönül” kelimesi artık bizde de tarifini kaybetmiş. Gönüllerimiz kırık, kırgın ve öfkeli bir biçimde bayram kutlayacağız.

Oysa bayram günleri, kardeş günleriydi. Bugün siyaseten, dinen, madden, manen ve daha nice sebeplerle kardeşin, kardeşe tahammül edemediği süreçlerden geçiyoruz.

Rahmetli annem olumsuz bir şey yaşadığında” dünyanın sonu geldi “derdi. Ve bizler gülerdik. Demek ki dünyanın sonu, uzatmaları oynuyor.

O yüzden, kendi kendime soruyorum.

Nasılsa öleceğim, neden kendimle ve sevdiklerimle baştan başlamayayım diye. Bayramlara da, hayatın yeni sayfasına da, planlarıma da her şeye, yeniden başlamak için bugün o gündür.

Harcarken umursamadığımız zamanlar, sadece bizden giden ömürdür.

Başkaları için değer mi?

Bayramınızı en derin duygularımla kutluyorum. Çok bayramlar göresiniz, sevdikçe, sevildikçe, saydıkça, sayıldıkça, gülebildikçe ve beslenebildikçe nice bayramlara. Bayram şuurunuz eksilmesin. 

 

 

 

 

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap