SON DAKİKA
SON DAKİKA


Büyükler gidince
3.09.2023

Magarsus diye yeni bir diziye başladım. Oyuncu kadrosu muhteşem. Kurak ailesinin kendileri ve yaşadıkları bölgeyle ilgili sorunlarını anlatıyor. Tavsiye ediyorum.

Dizide bir replik çok önemliydi. Dizide yeğen rolünde, Beton takma adıyla izlediğimiz Berkay Ateş, anne, babasını çocuk yaşta kaybetmiştir. Sevdiği kızın “sen neden bu hale geldin” sorusu karşısında “İnsan anasının ve babasının yüzünü hatırlamayınca en yakınındakine benzer”

Anne ya da baba gidince bazen şaşırırız insanlara. “Ne oldu deriz buna” işte bu söz, tamda bu sorunun karşılığıdır.

Sanırım insanın içinde ki ayna, gerçek kendini göstermeye başlar.

Zaman geçince unutulur mu anne ve baba dediğimiz. Vazgeçilir mi aramaktan, ummaktan, sevmekten, saymaktan…

Gözden ırak olan gerçekten gönülden de mi uzak oluyor? Ne oluyor bu insan dediğimize.

Sorular, sorular…

Kayıplar bazen insanların şeklini şemâlini ortaya koyuyor sanki. Kurgularla yönetilen hayatımız ve kimlik bunalımı yaşadığımız dünyamızda, hep kolaycılığa sığınıp, aslında birilerinin izinden giderek, ait olduğumuz kalıbın şeklini de alarak, kendimizi de kandırdığımız, toplumsal ve kendi vicdanlarımız kaybettiğimiz günlerden geçiyoruz. Anne ve babalarımız hata yapmamızı önleyen en önemli varlıklarımızdı. Ya onlar gidince!

Anne baba, gidince daha az üzülen ve daha az hassas olan oluyor insan.

Yıllar içinde neler olacağını, neler yaşayacağımızı bilmeden yaşıyoruz.

“Büyükler gidince vafânın, akrabalığın, kan bağının aslında nasıl bir yalan olduğunu görüyorsun Havva” dedi çok sevdiğim bir arkadaşım. Babasının vefatından çok değil, 8 ay sonra hallaç pamuğu gibi ne olduğunu anlamadan bir yana savruldu.

Büyükler koruyan, kollayan oluyormuş Havva dedi; içini çekerek.

Bende bu günlerde, babamın telefon numarasını çevirip, babamın sesini duymayı çok istiyorum ama kendime geldiğimde duvarda, eşimin doğum günümde babamın portresini yaptırıp ve bana hediye ettiği fotoğrafına bakarken, buluyorum kendimi. Bana bakmıyor, zaten hiçbir fotoğrafında objektife bakmazdı ki. Belki de gözlerimize bakarsa, canımız daha da çok yanar diye düşündüğü için bakmazdı objektife. Yaptığı sayısız fedakarlıkları hatırlıyorum o resme bakınca…

Büyükler gidince, yeni bir hayat başlıyor. Öyle şaşalı bir hayalin olmuyor artık. Hayaller de büyüklere duyulan güvenden midir nedir, onlar varken daha güçlü oluyor. Yüreğin artık, o cömert iyilikler için çok da mücadele etmiyor. Çünkü karşındaki insanlar, sana kuvvetli bir tokat atıveriyor.

Bu tokatla beraber kendimize, haydi topla kendini diyoruz.

En çok ihtiyaç duyduğumuz nedir biliyor musunuz?

Tabii ki insanlık. Makineleşmiş bedenler ve zihinler iyiliği, değerleri, hayatı ve her şeyi yitirmiş.

O yüzden yanındaki iyiyse iyiliği, kötüyse kötülüğü yaşıyorsun.

İşte o yüzden yakınındakine benziyorsun.

Şimdi de son olarak buraya, bir Murathan Mungan sözleri bırakmak gerek.

“Herkes anlamlı, anlamlı başını sallıyor.

Duygulanmış gibiler, etkilenmiş gibiler, hüzünlenmiş gibiler

Hiç kendileri olmuyorlar

Oluyorsa kendilerinden korkuyorlar”

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap