SON DAKİKA
SON DAKİKA


Bağrışları duyan var mı?
10.02.2024

“Türk yurdunda yoksulluk o kadar azalsın ki, fakirlik suç sayılsın.” Bilge Kağan

Dün pazara gittim, semt pazarına. Fiyatlar o kadar abartılı ki iki sene önce, 10 lira olan sebze ya da meyve, bu sene 100 TL. Biliyorum hep bu dış güçler, yüzünden değil mi?

Pazarda, insanların kötü, atılmış meyve ve sebzeleri almak için ricada bulunmasını hiç gördünüz mü? Son günlerde sıkça gördüğümüz bu görsel, keşke Bilge Kağan’ın dediği gibi, fakirlik suç sayılsa diye dedirtiyor insana.

Hikayeler ya da romanlar, fakir bir ailenin çocuğu ile başlamışsa hep hüsranla biter.

Fakirlik, istediği bir şeye sahip olamamaktır.

Fakirlik, mutsuzluktur.

Fakirlik parasızlıktır.

Artık herkesin dilinde “Allah sağlık versin” bahanesi ile başlayan cümleler var. Adeta elde hiç değilse, sağlık kalsın der gibi.

Fakirlik, Türkiye’de hep bir parantezin içinde, anılmak zorunda kalan oluyor. Fakir olmak için reva görülenler, yutkunmalara sebep oluyor.

 Fakirlik, hep bir telaş ve tasa yaşatıyor insanlığa. Ya çocuğum bir şey isterse. Ya evde herhangi bir şey arıza yaparsa, ya hasta olursak. Ya da…

Tok, açın halinden ne anlar ki.

Fakirlikten, insanların pencerelerinin, macunları bile tutmaz olmuş.

Açlık, soğuk ve parasızlık.

Ben, bir filmin senaryosunu yazmıyorum. Bu bir kurgu da değil. Türkiye’de yaşayan emeklisinden, memuruna, işçisine kadar insanların genel olarak yaşadıkları bir gerçek. Hatta o kadar gerçek ki, insanlar soğuktan ve açlıktan hayal bile kuramaz oldu.

Patates soyarken, patatese yeniden gelen zammı duyan Ayşe Hanım, patatesin sayısını azaltıp yemek yapıyorsa, bu hayatın bir tarifi yoktur.

Şükür, Allah beterinden korusun, diyenleri de çok duyar olduk değil mi?

İnsanın canı nerede yanıyorsa, hayat orada başlıyor ya da son buluyor.

Mutluluğu, parayla satın alabilir misin derler ya, bugünlerde eğer paran varsa alabiliyorsun.

“Basit yaşayacaksın basit.

Sanki bir gün yaşamın sona erecekmiş gibi, basit.

Çay, simit ve peynirle” demiş Nazım Hikmet.  Herhalde bu günleri görüp yazmış.

 İnsanlar adeta bugün ölecekmiş gibi basit yaşıyor, hatta o kadar basit yaşıyor ki, simit yerine ekmek ve belki çayla.

Artık insanların, geleceğe dair plan ve programları da yok. Sadece günü kurtarıyor.

Bir yerde okudum. Karıncaların mezarı bile olmaz. Ezildiği kimin umurunda? Karıncayla neredeyse aynı kefede tartılan insanın, bağrışlarını duyan var mı acaba?

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap