SON DAKİKA
SON DAKİKA


Azmi Karamahmutoğlu
17.02.2024

Ofiste toplantı halindeyken duydum adını.

Zafer Partisi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayımız Azmi Karamahmutoğlu dediler.

Adını çok duyduğum ama hiç tanışmadığım bir insandı Azmi Karamahmutoğlu.

Şöyle bir geçmişe gittiğimde, aslında gerek televizyon programlarımda, gerek dergi, gazete röportajlarımda fark ettim de hiç Ülkücü bir siyasetçiyle röportaj yapmamışım. Başbuğ Alparslan Türkeş hariç elbette.

Okurlarımın çoğu, Karadenizli olunca, “e bize ne İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayından” diyordur. Duyuyor gibiyim bu soruyu. Azmi Karamahmutoğlu ismi, bir markadır. Hele Karadeniz için, çok önemli bir isimdir.

Benim en çok sevdiğim kelime nedir biliyor musunuz? İlim ve irfandır. Keşke batıdan, kültür kelimesini almasaydık da irfan kelimesini hala kullanır olsaydık. Evet Azmi Bey, irfan sahibi nezaketli bir Türk milliyetçisidir. İyi bir okur-yazar ve yorumlayabilendir.  Hatta öyle ki benim bir yazımı bile, defalarca düzeltip bana gönderendir. Bu yazıyı okuyunca kim bilir, ne kadar düzeltecek kelime bulacaktır.  Düzenli ve işini layığı ile yapan bir siyasetçidir.

Azmi Bey, 1996 yılında, rahmetli Alparslan Türkeş’in görevlendirmesiyle, Ülkü Ocakları Genel Başkanı olmuştur. 

Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerini temel alan düsturu ile Azmi Bey, Zafer Partisinin İBB adayı oldu.

Vazife şuuru ile hareket eden, Azmi Karamahmutoğlu, İstanbul için büyük bir şans olacaktır.

Edep, ahlak, adalet, hak, nezaket olgularının kendisine çok yakıştığını düşünerek derim ki, Türkiye ve Türk milletine hizmet edebilecek biçilmiş kaftandır.

Tanımaktan ve çalışmaktan son derece memnun olduğum Azmi Karamahmutoğlu için yazabileceğim kelimeler, “sorma kişinin aslını, sohbetinden bellidir, suretinden bellidir, izzetinden bellidir. Hoş aslıda Karadenizlidir” olur.

Son yıllarda devlet yöneticileri ya da bürokratlar, millet kesesinden yapılan hizmetler için takdir, methiye bekler oldu. Oysa onlar milletin işini görmek üzere yemin ederek ve kendi rızaları ile göreve gelenlerdir. Görevlerini yerine getirecekler, yaptıkları hizmeti emanetin gerçek sahipleri Türk milletinin yüzüne vurmayacaklardır, milleti her şeyden üstün tutacaklardır. Devletin tapusu seçilmişlerin elinde değildir. Bu seçilmişlerin görevi, millete eziyet etmek, maddi sıkıntı içinde bırakmak, yaşadığı toprakları Türk milletini yabancı olarak hissettirmek değildir. Birbirlerinin elini dahi sıkmayan, birbirinden nefret eden bürokrat ve siyasi görselden bıktık, usandık.

İnsanlar artık güzel kelimeler, nezaket sözleri ve hizmet bekliyor.

İnsanlar, evinin anahtarını teslim edebilecekleri bir lider istiyor. Ne demek mi istiyorum? Güvenebileceği ve ağzından nefret, kin söylemleri çıkmayan, birleştirici liderler istiyor.

Size bir soru sormak istiyorum.

Mutluyum diyen parmak kaldırsın desem, kaç kişi parmak kaldırır. Yarına dair umudunu koruyan kaç kişi var? Kaç kişi ülkede gülümsüyor acaba?

İstanbul’da çok gülümseyen yok. Geçen gün bir arkadaşımla metrodan indik. Yürüyen merdivenlerle yukarıya çıkarken arkadaşım “Havva şu insanların yüzüne bak. Hepsinin yüzü sirke satıyor, dedi. Neredeyse gülümsemeyi unuttuk”

Evet çevremizde neşeli, eğlenceli insanlar kalmadı artık.

Trafik, kalabalık, ülkede yabancılaşmak, ekonomik kriz, eğitimin önündeki engeller, mahalle baskısı ve daha niceleri yüzlerin gülümsemesini engelliyor.

Unutmayın! Seçimlerde geleceğinizi oylayacaksınız. Gülümsemek, mutlu olmak hakkınız değil mi? Seçilmişlerden medet ummak, tekrar ağlamaları getirmez mi? Memnunsanı oyunuzu yine verin, ama değilseniz kafanızı kaldırıp, şöyle bir adaylara bakın derim. Eğer yine şikâyet edecekseniz, tekrar tekrar adayları inceleyin. Hizmet almak hakkınız, vergi veriyorsunuz, oyunuzu verirseniz hizmeti alırsınız sözünü duymak sizi memnun ediyorsa oda sizin bileceğiniz konu. Benim oyum adaletli ve Türk milletini düşünen Azmi Karamahmutoğlu’na.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap