Seni
haftalarca tedavi eden doktorunun sana gelip te ‘geçmiş olsun hiçbir şeyin yok,
turp gibisin’ demesidir bayram. Kimi zamanda çok uzaklardan gelen ve hiç
beklemediğin bir haber, ummadığın bir yerden gelen selam…
Garibanın
sofrasında bir tas yemek…
Kimsesiz bir çocuğun başını okşamak…
Bir güzel söz…
Bir şeker…
Küçük bir kız çocuğuna elbise…
Yatağından bir daha kalkamayacak hastaya ‘geçmiş olsun’ demek bayramdır…
Yediği önünde yemediği arkasında olana bayramı anlatmak çok zor olur. Veyahut
sevmeyi bilmeyene bayramı çok zor anlatırsın
Bayram; Annenin elini öpmektir… Babaya sarılmaktır… Koklamak kokusunu içine
çekmektir… Bayram tatlı bir sözdür… Ben her bayram hüzünlenirim ama illa da bayramı
yapmak için bayramı beklemeye gerek yoktur, bayram bazen görmediğini görmektir…
Hasretle özleneni görmek… Hiç söyleyemediğin sevgini karşındakine söylemektir.
Söylenmemiş
aşktır?
Yazılamamış mektup…
Dilden dökülmeyi bekleyen sözcük…
Sessizce mutluluktan ağlamaktır bayram…
Haysiyettir,
dik duruştur bayram…
Aslında onurundur…
Karakterindir…
Alın terindir…
Nokta kadar menfaat için virgül kadar eğilmemektir…
Garibe uzatılan eldir…
Bulunduğun şehirde kaldığın mahallede komşunun yüzüne utanmadan hala
bakabiliyor olmak bayramdır. Bayram annelerin ve babaların anılması için bir
vesiledir sonradan canı yanıyor insanın, bugün hiç vakit kaybetmeden annenize
ve babanıza doya doya sarılın, elini öpün.
Sonra çok zor oluyor…