Sizin hiç babanızın arkanızdaki desteğini çektiğini
düşündüğünüz oldu mu? Dağ yıkılır, dağlar yıkılır göçer gidersiniz adeta. Yaz
günü birden üşürsün baba desteğini çekince. Seni de öyle uzun uzun dinleyecek
kimse kalmaz hayatında,
Baba gidince.
“Beni deli ediyorsun yeter artık!” diye bağıracak da kimse
kalmaz etrafında. Ona çok kızıp ve aynı kızgınlıkla da deli gibi nefret ettiğin
ve hemen sarmaş dolaş olduğun hiç kimseyi bulamazsın hayata yeniden başlamak
zorunda kalırsın.
Aslında senden daha güçlü durur ama senin yarın kadar gücü
yoktur. Yemeğe burun bükecek kimse kalmaz. En kötüsü ütülenmiş onlarca gömlek
arasından ütülenmemişi seçen de kalmaz. Televizyonun uzaktan kumandası hep
yerinde durur.
Baba gidince sokak lambaları sönmüştür. Sanki şehir üstüne
gelir.
Kitaplıkta kalır dizi dizi kitaplar, çekmece kısa notlar ve
evraklar. Ödenmiş borç kağıtları, albümün içindeki çekilmiş gülen resimler,
arabanın anahtarı, ve dizüstü bilgisayar… Öksüz kalır.
Baba gidince.
‘’Mühür gözlüm seni elden sakınırım,’’ ikinci kez yetim
kalır. Baba gidince. Kahvaltı yapmak için ekmek almaya, giden olmaz. “Gelince
çok gerekli?” diye sağa sola telefon eden, “Akşama ne yiyoruz” diyen, “Kravatım
nerede?” “Bu pantolon ütüsüz”, “Nerede benim gömleğim?”, “Telefonumu gördün
mü”, “sesleri eksilir…
Baba gidince.
Aslında o ev kapanmaz ama ışıkları söner, zifiri karanlığa
gömülür odalar, duvarlar üstüne üstüne gelir…
Bir kardeş, bir abi, bir enişte, bir yeğen, bir aslan, bir
torun, bir delikanlı, bir sevgili, bir yiğit, bir aşık, bir günün aydınlık
kısmı, mevsimlerden bahar olan, gözlerinin ışığı nuru, kalbinin yarısı durur.
Baba gittiğinde...
Artık rüyaların siyah beyazdır...
Ve hayallerin gri...
Başını koyduğun yastık taş kesilir...
Üstüne çektiğin yorgan buz...
Başta benim babam olmak üzere aramızda olmayan babalarımıza
Allah’tan rahmet diliyorum. Yaşayan babalarımıza uzun ömürler diler, ellerinden
öper, bu özel günlerini en içten dileklerimle kutlar, sağlıklı, huzur dolu
günler dilerim.
İyi ki varsınız.