Türk Dil Kurumu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ‘Türkçenin korunmasına’ yönelik kapsamlı bir rapor sundu… Tüm haber ajansları(Ajans kökeni Fransızca) Yüksek İstişare Kurulu toplantısında görüşülen bu kararı ‘Türkçe korunacak’ diye okurlarına servis etti.
Nihayet diyorum!
Sizleri alkışlıyorum!
…Ve günaydın demeden geçemiyorum!
Türk Dil Kurumu’nun hazırladığı rapor sevinçle karşılıyor;
ancak raporun içeriğini hazırlarken; ana başlığın
‘Türkçeyi nasıl koruyamadık?’ olması gerektiğini söylüyorum!
Görmüyor musunuz?
Bugün yabancı dil istilasının tam göbeğindeyiz.
Dil bozukluğu, önümüzdeki yıllarda yaşanacak kültür yozlaşmasının habercisidir!
Bunu ben biliyorum, TDK bilmiyor mu?
Geç kalmadık mı?
Neyse ki; ‘zararın neresinden
dönülsekardır’ diye bir atasözümüz var.
Peki neden bugüne kadar gündeme gelmedi diye sorarsanız;
aslında uzun yıllar konuşuldu…
Hatta araştırıp baktığımızda; bu konuyla ilgili onlarca makaleye ulaşmak mümkün...
Fakat ülkemizde, politika öyle bir illet ki; konuşup tartışılması gereken tüm
konular göz ardı ediliyor…
Maalesef, siyasetle ilgisi olmayan tüm kurumlarda siyasete kendini kaptırıp,
yapması gereken işleri erteliyor veya askıya alıyor! Türkçenin korunması,
muhafaza edilmesi; yabana atılacak ciddiyetsiz bir iş değildir.
**
Çok acı ama gerçek!
Dünyada en çok konuşulan 5’inci dil olma özelliğini taşıyan Türkçemiz kan
kaybediyor.
Bu kan kaybı sadece ilgili devlet kurumlarının suçu değil, bizlerinde yabancı
marka sevdasından kaynaklanıyor…
Öyle değil mi?
Durup bir düşünelim; kendi gerçeklerimizle yüzleşelim!
Türkçe isimli markalara göz ucuyla bile bakmazken; yabancı markalara hücum
ediyoruz.
Maalesef biz talebi arttırdıkça, üretici de
tüketiciye göre hareket ediyor…
Hatalar zinciri işte böyle başlıyor!..
Zincirin kırılması için,
TDK tarafından hazırlanan rapordan yola çıkarakTürkiye Büyük Millet Meclisi ivedi
bir şekilde harekete geçmeli. Türkçenin korunmasıyla ilgili yasa tasarısı hemen
çıkarılmalı…