Tarih sayfalarını karıştırdıkça, uzak ve yakın geçmişten birçok üzücü hadise önünüze çıkabilir. Bunlardan biri de Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılmış en büyük kötülük olan 27 Mayıs 1960 darbesidir. Bazı kaynaklara göre 30, bazı kaynaklar da ise 37 düşük rütbeli subay tarafından başlatılan, ‘Demokrasi buhranı’ bahane edilerek demokrasiye ‘KANSIZ’ bir şekilde darbe vurulan o kara gün.
27 Mayıs darbesi sadece demokrasiye değil, milletin gurur kaynağı, peygamber ocağı olan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne de yapılmış bir operasyondu. Önce siyasi çatışma olgusuyla ortaya koyulan askeri müdahale, hemen akabinde Türk Silahlı Kuvvetleri’ni tasfiye etmekle devam etmişti.
Daha sonra kurulan sözde mahkemelerle, uydurulmuş ve asılsız bin bir türlü iftiralarla Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan idam edilmişti. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bin bir mücadeleyle kurdukları Cumhuriyet tarihine ‘KARA LEKE…’ olarak geçen 1960 darbesi, daha sonra yaşanacak olan askeri vesayetin de habercisi olacak gibiydi...
Fakat, ‘Nasıl başlarsa öyle gider...’ anlayışına Türk milleti tokadı 15 Temmuz 2016’da vurmayı başardı. Demokrasiye karşı olan askeri vesayet ablukası, 2016 yılında Türk milletince başlatılan büyük bir direnişle kırılmış oldu. 15 Temmuz’da demokrasiye sahip çıkan Türk milleti 1960’ta takılan prangayı paramparça etmiş, gelecek ve demokrasi adına tarih yazmıştır. Türkiye artık okyanus ötesinden yönetilen, çetelerle yön verilmeye çalışan bir ülke olmaktan çıkmış, demokrasiye set çekmeye çalışanlara karşın, milli irade en güçlü şekilde ortaya konulmuştur. Demokrasiye sahip çıkmak, milli iradeye sarılmak Türkiye’nin geleceği adına önemli bir adım, kutlu bir yürüyüştür. Milletin iradesini yok sayanların geride bıraktığı, 27 Mayıs hatıralarının barındığı Yassıada’nın Demokrasi ve Özgürlükler Adası’na dönüşmesi, Türkiye’de başlayan değişimin de en değerli göstergelerinden biridir. Demokrasi dışı girişimlerde bulunmak isteyenlere en kalıcı mesajlardan biri; Demokrasi ve Özgürlükler Adası’dır.
FETÖ’nün 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yaşanan dönüşümün de altını çizmek istiyorum. Darbe girişiminden sonra ‘Ordu dağıldı’ gibi söylemleri sıralayanlara bugün milletin desteğini ve duasını arkasına almış Türk Ordusu’nun sınır ötesinde yaptığı operasyonlara bakmalarını istiyorum. Bir taraftan Barış Pınarı Harekatı, diğer taraftan Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı...
Geniş çaplı harekatların yanı sıra Kuzey Irak’ta da terör bataklıklarına kahramanca giren Mehmetçiklerimiz, büyük başarıları elde ediyor, silah arkadaşlarının kanlarını yerde bırakmıyor!
Şu unutulmamalı ki; Türk milleti demokrasiye sımsıkı sarılmış, ülkesini canı pahasına savunan ve dış etkenlerden koruyan kahraman Mehmetçiğinin yanında yerini almıştır. 15 Temmuz darbe girişimi Türk milletinin kenetlendiği gün, demokrasiye ilelebet sahip çıktığı tarihi bir gecedir...
Giriş Yap
Üye Ol
