Dil, iletişimde en önemli argümandır. Bazen şifahen, bazen mesajla, bazen de vücut diliyle iletişim kurulur. Bu sayede buzlar çözülür, yollar yakınlaşır, hoşgörü dağı göğe vurur. Ancak tüm bu olumsuzlukların önüne set çeken dil nefret dilidir. Hele nefret sanata, politikaya bulaşırsa içinden daha çıkılmaz bir hal alır.

İşte nefreti bu kavşaklarda buluşturan, vicdanları körelten iki olayın arka bahçesi...

Sözde Ermeni soykırımı her yıl tartışılır, Türkiye suçlanır da; Ermenistan’daki rezaleti gören, bilen, duyan olmaz mı? Osmanlı Devleti siyasetine önemli ölçüde yön veren ve Devlet-i Aliyye’nin son sadrazamlarından olan Mehmed Talat Paşa 1921’de suikaste kurban gitmişti. Suikasti gerçekleştiren tetikçi Ermeni Soğoman Teyliryan’ın heykeli geçtiğimiz yıllarda Ermenistan’ın Şirak vilayetine dikildi. Heykelin başucuna ise, Soğoman’ın Berlin’de katlettiği Talat Paşa’nın kesik başı yerleştirildi. Böylesine bir katliamın sanat eseri adı altında oluşturulup, heykelinin dikilmesi ve hala yerinde durması dünyadaki Türk düşmanlığının ne denli boyutlara ulaştığının göstergesidir.
Ah bunu Türkiye yapsa!.. Eminim ki; içimizdeki ve dışımızdaki tüm aktivistler meydanlara çıkmış, Batı’dan gelen tepkilerin ardı arkası kesilmemişti! Cephede esir aldığı düşmanlarına bile eziyet etmemeyi şiar edinmiş bir devlet/milletin değerlerinin sanat oyunlarıyla ayaklar altına alınıp, politik mesaj verilmesi dünyanın gözünden kaçmış olacak ki; heykel hala Şirak’ta sergilenmektedir!

İşte o heykel:

***

600 yıl uçsuz bucaksız topraklarda hüküm sürmeyi başarmış Osmanlı’ya karşı sürdürülen nefret politikası sadece Ermenistan ile sınırlı kalmadı. Önceki gün Suudi hükümeti tarafından başkent Riyad’da bulunan ‘Kanuni Süleyman’ tabelası indirilerek basına servis edildi. Osmanlı’nın 10’uncu padişahı olan ve Trabzon’un gurur kaynağı, adını adaletinden alan büyük Osmanlı Padişahı’nın isminin verildiği caddeden tabelasının indirilmesi olası bir karar olabilir fakat, tabelanın yere atılıp basına servis edilmesi içinde tahrik unsuru barındıran bir hamledir. Aynı zamanda; son yıllarda eş zamanlı olarak Türkiye’ye ve Türk tarihine karşı içinde nefret barından politikalardan sadece bir tanesidir.