Uzun lafın kısası…
Aslında NATO’ya girmek istemeyen fakat ABD’ye de söz geçiremediği için kendi içinde büyük bir kaos yaşayan İsveç’in Türkiye’yi hedef alıp alçakça provoke etmesi tüm dünyanın malumu.
Ne yapıyorlar?
Kahpece saldırıp, Türkiye’nin engellemesiyle NATO’ya girememe süreçlerini uzatıyorlar. Hatta hiç girmek istemiyorlar.
Fakat Washington kararlı…
İsveç öyle veya böyle NATO’ya adımını atacak.
Türkiye’nin sinir uçlarıyla oynuyorlar.
Ya PKK’lıları sokağa bırakıyorlar.
Ya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alıyorlar.
Sonra da…
Küstahlıkla sınırları aşıp tüm İslam aleminin kutsalı Kur’an-ı Kerim’i yakmaya kadar işi götürüyorlar.
Hayvandan aşağı davranıyorlar.

Ben tam da burada Avrupa Birliği’nin tutumuna dikkat çekmek istiyorum.
Birlik, insan onuru, özgürlük, demokrasi, eşitlik gibi hukukun üstünlüğünden dem vuran Avrupa Birliği insanlık dışı eylemlere neden sessiz?

Dönüp bakın bakalım…
“Yeterince özgür değil” deyip antidemokratik olarak her seferinde lanse ettikleri Türkiye’de hangi dini inanç ayaklar altında veya bir çakmağın ucunda.

Yine üç maymunu oynuyorlar.

Avrupa Birliği’nin temelini oluşturan argümanlara bile sahip çıkamıyorlar.

Ey, özgürlükten ve insan haklarından dem vuran Avrupa…

26 ülkeyi toplasan bırakın Türkiye’yi bir İstanbul etmiyorsun.

Neden mi?
İslam’ı, Hristiyanlığı ve Museviliği buluşturan yegane kent İstanbul’dur.
…Ve antidemokratik olarak lanse ettiğiniz o Türkler bu dinleri yedi tepede hakkıyla muhafaza etmektedir.

Üstüne toz konmaz Avrupa (!)
Dur, düşün ve bir kez olsun gerçekçi ol!