2012’deki faciadan sonra, ülkece 2019’da da yine bir
faciayla karşı karşıya kaldık. Şanlıurfa'daki 20'nci Zırhlı Tugay Komutanlığı'nda
13 Kasım’da meydana gelen patlamada 1’i sivil 17 askeri personelin yaralandığı açıklanmış,
saldırının terör kaynaklı olmadığı o gün Şanlıurfa Valisi Abdullah Er
tarafından ifade edilmişti.
Dün bir açıklama da Milli Savunma Bakanlığı’ndan geldi.
Yapılan incelemeler sonucunda; olayın, mühimmatın mevsimsel değişiklik ve
mevcut depolama koşullarından etkilenerek yapısının bozulması sonucunda reaksiyona
girmesi nedeniyle meydana gelmiş olabileceği değerlendirildi.
Aslında bu değerlendirme, birliklerdeki büyük tehlikeyi
bir kez daha gözler önüne serdi. Dikkatli bir şekilde depolanmayan, kontrolü
sağlanmayan mühimmatlar, her an patlamaya hazır diyebiliriz. Bunun en acı
örneğini yaşamış bir ülkeyiz.
Şöyle ki;
Türkiye, 2012 yılında Afyonkarahisar’da bulunan Türk Kara
Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı'na bağlı Mühimmat Depo Komutanlığı'nda yaşanan
patlamada 25 askerimiz şehit olmuştu.
Önümüzde bu kadar büyük bir acı tablo varken ve hala bu
acının yaraları kapanmamışken, önemlerin alınmaması, tedbirsizliğin had safhada
olduğunu göstermektedir. Birliklerin kalbi konumunda olan mühimmat depoları
daha çok denetlenmeli ve kontrolü sağlanmalıdır diye düşünüyorum.
Bu konuda özellikle birlik komutanları önemlerini almalı. İşin
ciddiyeti personele anlatılmalı. Aksi takdirde, acılarla boğuşmaya, yüreklerimiz
yanmaya devam edecektir.