SON DAKİKA
SON DAKİKA


Ne güzel çevrecilik, ne güzel kutlama!
7.06.2020

1972 yılında çevre bilinci oluşturulması amacıyla ilan edilen 5 Haziran Dünya Çevre Günü doğaya adeta savaş açılan bölgemizde de kutlandı(!).

Mesajlara bakıyoruz, daha yeşil bir gelecek için duyarlı olmaktan bahsediliyor; yüzümüzü çevirdiğimizde bölgeyi denizden koparan, sahilleri, o güzelim kumsalları kaya yığınına çeviren, açık hapishaneye çeviren, kıyılarımızı yağma eden bölge tarihinin en büyük ihaneti Karadeniz Sahil Yolu’yla karşılaşıyoruz.

Mesajlara bakıyoruz, çevrenin ve ekolojinin en önde tutulacağı söyleniyor; gözümüzü yana çevirdiğimizde bölgenin iklimini bozan, derelerimiz kurutan, alabalıkları ve canlı çeşitliliğimizi yok eden, derelerin gerçek sahipleri elektriği fahiş fiyatlardan alırken bir avuç şirket sahibine para kazandıran HES’leri görüyoruz.

Mesajlara bakıyoruz, tabiata saygının maddiyata değişilmeyeceği ve korunacağından dem vuruluyor; biraz yukarılara çıktığımızda para için, siyasi kaygılar için dünya harikası Uzungöl’ün Ayder’in ne hale getirildiğini görüyoruz. Sisdağı, Kadıralak ve nice yaylalarımızın siyasi kaygılarla yaylalarımızın idam fermanı olan İmar Barışı’na(!) kurban edilerek beton yığınına çevrilmesine göz yumulduğunu görüyoruz.

Mesajları okuyoruz, doğal zenginliklerimizin korunmasının ve kaynaklarımızın tükenebilir olduğu gerçeğini kavramamız gerektiğine vurgu yapılıyor; bir nefes, bir hava almak için kıyısına çıktığımız derelerin taşkın çalışması(! ) adı altında 3 tarafının da betonla örülüp kanala çevrilmesini, doğal güzelliklerimiz diye övündüğümüz derelerimizin ne doğallığının ne de güzelliğinin kaldığını acı şekilde görüyoruz.

ÇEVRE KONUSU DEĞİŞİMİN FİTİLİ OLABİLİR

Yani ülkemizdeki demokrasi, ekonomi ve diğer birçok konudaki söylemlerin tam tersinin işlediğini görüyoruz. Diğer konulara göre çevre konusunda toplumun reaksiyonları ise artıyor. Çünkü insan ekonomiden, yönetim şeklinden geri dönüşler olabileceğini ama çevre konusunda geri dönüşün olmadığını geç de olsa fark ediyor.

Nitekim Cumhuriyet tarihinin en uzun süreli ve en büyük protestolarına sahne olan Gezi Direnişi’nin fişeği ağaç kesimiyle atılmıştı. 2016 yılında ise siyanürle altın madenciliğine karşı Artvin Cerrattepe’de 7’den 70’e halk doğasını korumak için direnmişti. Geçtiğimiz yıldan bu yana ise Kaz Dağları için mücadele sürüyor. Covid -19 salgınıyla toplumlar da artık şehir yaşamını ve çevre önemini sorgulamaya başladı. Yeni dönemin direniş alanlarının en başında gelen ekoloji ve çevre gelecekte Türkiye’de ve dünyada bir siyasi değişimin fitilini ateşleyebilir.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap