SON DAKİKA
SON DAKİKA


Aynı geminin kamçılanan kürekçileri
5.04.2020

Tüm dünya gibi Türkiye'de olağanüstü günlerden geçiyor. Bu tip olağan dışı zamanlarda hem devletin hem de vatandaşların sorumlulukları kat ve kat artıyor. Dünya olarak yaşadığımız bu felaket dönemlerinde ise sosyal devlet uygulamaları büyük önem taşıyor.


Sosyal devletlerin, toplumda sosyal ve ekonomik açıdan dezavantajlı konumda bulunan insanlar lehine müdahalelerde bulunması, toplumsal eşitsizlikleri gidermek üzere önlemler alması, vatandaşlarının yaşadığı sıkıntılı dönemlerde mağduriyetlerini gidermesi beklenir.

Fakat ülkemizde kriz dönemlerinde sosyal devlet uygulamalarına değil sosyal vatandaş uygulamalarına geçilir.

Devletin vatandaşların yanında değil, vatandaşların yanında olması talep edilir.

Siyaset-ekonomi politikası kötü yönetilir, döviz yükselir vatandaşa 'dolarlarınızı bozdurun' çağrısı yapılır.

Tarımsal üretim biter 'patates soğan fiyatları tavan olur, ‘varlık kuyruğu’ndaki vatandaş oyunu bozmakla görevlendirilir.

Kentleşmede dönüşümde atılması gereken adımlar atılmaz, afetlere hazırlanılmaz deprem gelir 'kader' olur göreve çağrılan 'vatandaş' olur.

Küresel salgın sonrası ekonomimizi ‘kıskanan’ Avrupa ülkeleri milyarlarca avro ekonomik destek paketleri açıklarken bizim ülkemizde ise bu görev tabii ki IBAN verilen vatandaşa bırakılır.

Sosyal belediyecilik adımları ile vatandaşının yanında olan bazı belediyelerin kampanyalarına ise ‘devlet içinde devlet olmaz’ denilerek kanun gereği müdahale ediliyor. Kızılay aracılığıyla Ensar Vakfı’na para aktarılarak vergi kaçırmasına, belediyelerin vakıflara milyarlarca para aktarmasına müdahale edemeyen,  ‘kanun’, devlete şirk koşan belediyelerin tepesine biniyor.


Aynı gemide olduğumuz, zenginler, şirket sahipleri faturalarını aynı hızla tahsil ederken asgari ücretli ‘evdekal’amıyor. Her zaman olduğu gibi bu krizde de yaşadığımız kapitalist piyasacı sistem gereği karı zenginler, ‘faturayı’ yoksullar ödüyor. ‘Biz Bize Yeteriz’ denilerek dayanışma mesajı veriliyor ama halka gelince ‘zorla’ vergi, sermayeye gelince ‘gönüllülük’ esas oluyor. Demek ki zenginlerden vergi alınamıyor. Oluşturulan bu dayanışma havasıyla sınıfsal farklılıklarımızı gözden kaçırılmak istense de  ‘aynı gemi’nin ancak ve ancak kamçılanan kürekçileri olduğumuz gün gibi ortada duruyor! Kürekçiler denize düşme korkusuyla kırbaçlara göz yummak yerine dümeni ele geçirmeyi düşünürse geminin sahibi olduğunun farkına varacaktır.

 

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap